Psikolojik olarak Bu iyi değil. | Open Subtitles | من الناحية النفسية، هذا ليس جيّداً. |
Bu iyi değil. Evet. | Open Subtitles | هذا ليس جيّداً. |
Bu iyi değil. | Open Subtitles | هذا ليس جيّداً. |
Bu hiç iyi değil. Yine oluyor. | Open Subtitles | هذا ليس جيّداً إنّه يحدث مُجدّداً |
Bu hiç iyi değil, Ray. Ne yaparsan yap kılını kımıldatma. | Open Subtitles | .(هذا ليس جيّداً (راي .أيّما فعلتَ، فلا تتحرّك قيدَ أنملة |
Bu yeterince iyi değil. Ben gidiyorum. Seni tanımak güzeldi. | Open Subtitles | هذا ليس جيّداً بما يكفي ، أنا سئمت، سرّني التعرّف عليكِ. |
Biliyorum, daha önce söylemiştim ama hiç iyi olmadı bu. | Open Subtitles | أعلم أنني قلتُ هذا من قبل، لكن هذا ليس جيّداً. |
Yaptığın iyi bir şey değil, baba. O odada eşyalarım var. | Open Subtitles | هذا ليس جيّداً يا أبي، لديّ أشياء في تلك الغرفة. |
Bu iyi değil. | Open Subtitles | هذا ليس جيّداً. |
Oh, Bu iyi değil. | Open Subtitles | هذا ليس جيّداً |
Stanley, Bu iyi değil. | Open Subtitles | (ستانلي)، هذا ليس جيّداً. |
Bu iyi değil, Maggie. | Open Subtitles | (هذا ليس جيّداً يا (ماجي. |
İşte Bu hiç iyi değil. | Open Subtitles | هذا ليس جيّداً. |
Aman Tanrım. Bu hiç iyi değil. | Open Subtitles | ربّاه، هذا ليس جيّداً |
Bu hiç iyi değil. Bu hiç iyi değil. | Open Subtitles | هذا ليس جيّداً هذا ليس جيّداً |
Havada hala duman var, senin için pek iyi değil. | Open Subtitles | مازال هناك رائحة دخان في الهواء و هذا ليس جيّداً لكِ |
Tanrım, bu sadece sırtım için iyi değil. | Open Subtitles | يا ربّـاه، هذا ليس جيّداً للظهر |
- Pekâlâ, hiç iyi olmadı bu. | Open Subtitles | -حسناً، هذا ليس جيّداً . |
Bu şekilde olması onun için iyi bir şey değil. | Open Subtitles | هذا ليس جيّداً له أو لنا.. |