bu cihazların bir çoğu kendimizle hangi tür yolları gerçekten odaklanmamızla ilgilidir. | TED | هناك العديد من هذه الأجهزة التي هي في الواقع نوع من التركيز على الطرق التي تتعلق بأنفسنا. |
KH: Genel olarak tüm bu cihazların benim göremediğim konuşmalar yapıyor olması endişe vericiydi. | TED | ك.ه: عموماً، كان من المقلق أنّ كل هذه الأجهزة تُجري محادثات قائمة وغير مرئيّة بالنسبة لي. |
Bu örnek Uganda'da yaptığımız bir çalışmadan, haberleşme cihazlarını ortak kullanan insanların bu cihazları nasıl kullandığı hakkında daha karmaşık bir örnek. | TED | هذا المثال معقد إلى حد ما، وهو من دراسة قمنا بها في أوغندا عن كيفية استخدام هذه الأجهزة بين الأشخاص الذين يتشاركونها. |
bu cihazlar orada bulunduğu ya da böyle bir şüphe olduğu sürece bu topraklara gerçek manada ulaşamazsınız. | TED | ما دامت هذه الأجهزة هناك، أو أن هناك اشتباه في وجود الألغام الأرضية، لا يمكنك دخول الأرض. |
Ve şimdi onlar bile bu aletleri kullanmaya başladılar -- harika teknolojiden bahsederken -- bu küçük aletler, bunun gibi küçük GIS takip cihazlarını aşılayanların, aşı taşıyıcılarına koyuyorlar | TED | و الآن بدؤا باستخدام هذه الأجهزة يتكلمون عن تقنية رائعة هذه الأجهزة الصغيرة، و التي وضعت على حاملات اللقاحات |
Bunlardan ne kadar ihtiyacın varsa sipariş et, | Open Subtitles | أنت تستحق مكافأة هذا الإسبوع يمكنك طلب العديد من هذه الأجهزة قدر ما تستطيع |
Delikanlı, kendi hizmet ve bakımlarını yapan Bu aygıtlar iki bin asır boyunca aynen gördüğün gibi kalmışlardır. | Open Subtitles | يا فتى، هذه الأجهزة ذاتية الخدمة والصيانة وقدت بقيت هنا كما هي الآن لمدة 2000 قرن |
Ne ortalıkta ne de karaborsada spekülasyonlar duyulabiliyor. | Open Subtitles | هذه الأجهزة لا مثيل لها في السوق السوداء ولا الرمادية حتى |
Bu aletlerin hepsi sadece tv reytinglerini ölçmeye yarıyor. | Open Subtitles | كل هذه الأجهزة هي لقياس معدلات مشاهدة التلفاز |
Ki bu sistemlerden biri de Gale Boetticher'in ta kendisine gönderilmis. | Open Subtitles | (ولا أحد منهم (غايل باتيكير .إستلم منهم إحدى هذه الأجهزة |
Dijital kayıt birimleri gerçekten pahalı ve sahip olduğumuz bu cihazların hiçbiri geçen yıllara direnemez. | TED | كما أن التخزين الرقمي مكلف جداً، ولن تصمد أيّ من هذه الأجهزة التي بحوزتنا فعلاً لاختبار الزمن. |
bu cihazların birçoğu göze çarpmıyor ve o kadar az buhar üretiyor ki gençler sınıflarda bile kullanıyor, Sharpie kalemleri gibi eşyalarına, kıyafetlerine ve kitapları arasına saklayabiliyorlar. | TED | العديد من هذه الأجهزة يصعب ملاحظتها ولا تُصدِر إلا القليل من الدخان بحيث يتعاطاها المراهقون في الفصول المدرسية ويخبئونها في أغراض، مثل المقلمات وفي ملابسهم وفي كتبهم. |
bu cihazların çoğu, bir paket sigarayla aynı miktarda nikotin içeriyor. | TED | تحتوي العديد من هذه الأجهزة على كمية من النيكوتين تُعادل ما يوازي علبة سجائر كاملة. |
Ama bu cihazların çoğu kabul edilemez sağlık riskleri oluşturabilir. | TED | ولكن قد تجلب العديد من هذه الأجهزة مخاطر لصحتنا لا قبل لنا بها. |
Kesinlikle şunu söyleyebiliriz ki bugün tüm doktorlar, ben de dahil, tamamen bu cihazları güvenle kullanıyorlar. | TED | إذن فبالتأكيد ، أطباء اليوم ،بما فيهم أنا، يعتمدون كليا على هذه الأجهزة. |
Ancak bu cihazları en özel mekânımıza, evlerimizin içine yerleştirmek ve en temel davranışlarımızı izlemelerine izin vermek gerçekten tuhaf. | TED | لكن من الغريب أن تكون هذه الأجهزة تتحرّك في المساحة الخصوصيّة وهي المنزل وتسمح للشركات بتعقّب سلوكنا الأساسيّ هناك. |
Yani içme deneyimlerini kişiselleştirebilirler Gençlerin bu cihazları kullanmasındaki sarsıcı artışı bu durum açıklayabilir. | TED | ولهذا يستطيعون جعل تجربة التدخين مُناسبةً لهم، الأمر الذي قد يُفسر الارتفاع الهائل في استخدام هذه الأجهزة. |
Bugün milyonlarca insana bu cihazlar sunuluyor. | TED | الملايين من الناس يعاونون اليوم من قبل هذه الأجهزة. |
bu cihazlar birçok mucidin ilgisini çekmişti. çünkü enerjiyle olan ilişkimizi değiştirebilirlerdi. | TED | لقد استحوذت هذه الأجهزة على مخيلات العديد من المخترعين لأن بإمكانها إحداث تحوّل في علاقتنا بالطاقة. |
bu cihazlar piyasaya girmeden önce güvenlik ve gizliliğini açıklığa kavuşturmak gerekiyor, çünkü herhangi biri bağlı bir cihaz üzerinden giriş yapabiliyorsa bir evi anahtarla kilitlemenin ne anlamı var ki? | TED | فنحن نحتاج لأن نحصل على الأمان والخصوصية بوجود هذه الأجهزة قبل دخولها السوق، فما هو الغرض من تأمين المنزل بمفتاح إذا كان بإمكان أي شخص الدخول إليه عبر جهاز متصل بالشبكة؟ |
Sonra, bu aletleri insan dışında denemek zorundaydık çünkü FDA önce başka bir yerde denemezsek insanlar üzerinde denememize izin vermeyecekti ve bunun için en iyi model domuzlardı. | TED | فعلينا أن نجرب هذه الأجهزة لأن إدارة الأغذية والأدوية لن تسمح لنا بتجريبها على الناس قبل أن نجربها نحن أولا وأفضل نموذج لهذا هو الخنازير |
Bunlardan kullanan sadece bir kişi daha tanıyorum. | Open Subtitles | لا أعرف سوى شخص واحد يستعمل هذه الأجهزة. |
Bu aygıtlar anomalileri tespit etmek için yapılmış, neden olmak için değil. | Open Subtitles | هذه الأجهزة صنعت لإكتشاف حالات الجاذبية, ليس التسبب فيها |
Ne ortalıkta ne de karaborsada spekülasyonlar duyulabiliyor. | Open Subtitles | هذه الأجهزة لا مثيل لها في السوق السوداء ولا الرمادية حتى |
Eski tarz olmalarının iyi yanı Bu aletlerin Elektromanyetik darbe ve elektronik parazitten etkilenmiyorlar. | Open Subtitles | الخبر الجيد في إستخدام الأجهزة الكلاسيكية هو أن هذه الأجهزة منيعة للنبضات الكهرومغاطيسية والتشويش الإلكتروني. |
Ki bu sistemlerden biri de Gale Boetticher'ın ta kendisine gönderilmiş. | Open Subtitles | ولا أحد منهم (غايل باتيكير) إستلم منهم إحدى هذه الأجهزة. |
Bıktım bu makinelerden. Yarın beni eve götüreceksin. | Open Subtitles | ،لقد سئمت من هذه الأجهزة أريدك غدا أن تأخذني للبيت |