| Görünüşe göre, hayvanların bu şeyler hakkında, 6. hisleri varmış. | Open Subtitles | على ما يبدو، حيوانات لَها إحساس سادس حول هذه الأشياءِ. |
| bu şeyler değişik boyutlarda mı oluyor? | Open Subtitles | يَعمَلُ هذه الأشياءِ تَجيءُ في مختلفةِ الحجوم؟ |
| Neden böyle şeyler yapıyorsunuz bilmek istiyorum. | Open Subtitles | أنا أوَدُّ أَنْ أَعْرفَ لِماذا أنتم ايها الناس تفعلون هذه الأشياءِ |
| Bazen, böyle şeyler yakınınızda olduğu zaman görmek zordur. | Open Subtitles | أحياناً من الصعب رُؤية هذه الأشياءِ متى أنت قريب منهم. |
| Böyle şeyleri çabucak halletmek en doğrusu. | Open Subtitles | lt أفضل لتَحَرُّك بسرعة على هذه الأشياءِ. |
| Bu şeylerin içine ne koyuyorlar, ha? | Open Subtitles | ماذا يَضِعونَ في هذه الأشياءِ على أية حال؟ |
| Şunları satıp eve gidelim. | Open Subtitles | دعنا فقط نَبِيعُ هذه الأشياءِ ويَذْهبُ إلى البيت. |
| Tanrım, lütfen bu şeyler canlanmasın. | Open Subtitles | لا تتْركُ هذه الأشياءِ تَجيءُ إلى الحياةِ. |
| Sanırım bu şeyler gazetelerde yer alıyor. | Open Subtitles | أوه حَسناً، أَحْزرُ هذه الأشياءِ اصابت الصُحُفَ. |
| bu şeyler en küçük bir sesten etkileniyor. | Open Subtitles | أُخبرُك، هذه الأشياءِ مَجْذُوبة بالضوضاءِ الأقلِ. |
| Hayır ama bu şeyler tam olarak yarış arabası sayılmaz. | Open Subtitles | لا، لكن هذه الأشياءِ لَيستْ بالضبط سياراتَ جنسِ. |
| -Olur böyle şeyler | Open Subtitles | لاتقلق. هذه الأشياءِ تَحْدثُ. أنا يُمْكِنُ أَنْ أَذْهبَ أَحْصلُ عليه الآن. |
| Lisedeyken... sürekli böyle şeyler yapardık. | Open Subtitles | كُنّا نعلق في مثل هذه الأشياءِ دائماً |
| Ne yazık ki böyle şeyler oluyor. | Open Subtitles | لسوء الحظ هذه الأشياءِ السيئةِ تَحْدثُ. |
| böyle şeyler sıklıkla olur. | Open Subtitles | تَحْدثُ هذه الأشياءِ من حينٍ لآخر. |
| Böyle şeyleri bilirim. | Open Subtitles | يُمْكِنُ أَنْ أارى هذه الأشياءِ. |
| Böyle şeyleri hep yapıyorlar. | Open Subtitles | هم يَعملونَ هذه الأشياءِ دائماً. |
| Böyle şeyleri hep bilirim. | Open Subtitles | l'm دائماً إستدارة للخلف هذه الأشياءِ. |
| Aman Tanrımı. Bu şeylerin etiketleri daha net olmalı. | Open Subtitles | الغالي الله، هم يَجِبُ أَنْ يَعتبروا هذه الأشياءِ جداً أكثرِ. |
| Bu şeylerin ne kadar çirkin olduğunu bilecek kadar çok korku filmi izledim ben. | Open Subtitles | نرى نَقرُات رعبِ كافيِة لمعْرِفة أن هذه الأشياءِ تَظْهرُ قبيحةَ دائماً |
| - Şunları alayım. - Teşekkür ederim. - Oldu. | Open Subtitles | - تَركَني آخذُ هذه الأشياءِ لَك. |
| Hem herkes böyle şeylere senin benim kadar tepki vermiyor. | Open Subtitles | أكثر الناسِ لَمْ كما نوغموا إلى هذه الأشياءِ كك وأنا. |