Değerli Yargıçlar, ...Bu rozeti taktığımda, daha bir delikanlıydım. | Open Subtitles | زملائى القضاة انا كنت بالكاد فى فترة المراهقة عندما علقت هذه الشارة |
Bu şehirde yaşayan onca insana rağmen, Bu rozeti olan insanlarla ya da bilgisayarlarımızla konuşuyoruz. | Open Subtitles | بالرغم من كل البشر الذين يعيشون في هذه المدينة نتكلم مع الناس فقط من خلال هذه الشارة أو الى الحواسيب اللعينة |
bir yanım Bu rozeti çıkarıp bu işi... başka yollardan halletmek istiyor. | Open Subtitles | جزء بداخلي يريد أخذ هذه الشارة وتسوية هذا الوضع بطريقة أخرى |
Bu rozet CBP Alan Komisyon Üyesi yapıldığımı gösteriyor. | Open Subtitles | هذه الشارة تعني أننى مفوض حماية الحدود والجمارك |
Bu rozet CBP Alan Komisyon Üyesi yapıldığımı gösteriyor. | Open Subtitles | هذه الشارة تعني أننى مفوض حماية الحدود والجمارك |
Yüzbaşı, Bu rozetin anlamını biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أيها القائد , أنت تعلم هذه الشارة , أليس كذلك؟ |
şu rozeti görüyor musun? | Open Subtitles | هل ترى هذه الشارة انها شارة المحقق |
Bu rozeti İmparatoriçe'ye geri götürmek mi istiyorsun? | Open Subtitles | هل تريدين أن تعيدي هذه الشارة إلى الإمبراطورة؟ |
Bu rozeti internetten almadığımı nereden biliyorsunuz? | Open Subtitles | كيف يمكنك أن تعرف لم أكن شراء هذه الشارة عبر الإنترنت؟ |
Senin için yahut Bu rozeti giymek için uygun biri değilim. | Open Subtitles | أنا لست كفؤا لكِ أو كفؤا لارتداء هذه الشارة. |
Şuanda Bu rozeti giyiyor olacağımı sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد بأني كنتُ سأكون هنا مرتديةً هذه الشارة |
Bu rozeti almak için çok uğraşmış olmalısınız. | Open Subtitles | لابد انكما عملتما بشكل شاق حتى تحصلا على هذه الشارة |
Bu rozeti daha fazla taşıyamam. | Open Subtitles | أنا فقط لا أستطيع حمل هذه الشارة بعد الآن |
Bu rozeti giyerek, hak ettiğiniz özel ilgiyi her daim göreceksiniz. | Open Subtitles | إرتداء هذه الشارة يعني أنك ستحصل دائما على المعاملة خاصة التي تستحقها |
Bu rozet de jambon gibi birçok yoldan geçmiş. | Open Subtitles | هذه الشارة في رحلة أيضاً مثل ذلك اللحم المقدد |
Bunların hiçbiri gerçek değil... Bu rozet de öyle. | Open Subtitles | . لاواحدة من هؤلاء حقيقين , وكذلك هذه الشارة |
Bu rozet saygınlığın, onurun ve 1970'lerin etnik gündüz vakti Kaliforniya otoban motor devriyesinin adaletinin dramatize edilmesinin bir sembolüydü. | Open Subtitles | هذه الشارة رمز للكرامة، الشرف وللتخيّلات العرقية على شرطة الدراجات في كليفورنيا إبّان السبعينات |
Bu rozetin sahibi olan polis bahsettiğin anlaşmayı yapardı. | Open Subtitles | أتعلم، الرجل الذي يمتلك هذه الشارة لكان سيبرم ذلك الإتفاق على الأرجح، |
Ver şu rozeti. | Open Subtitles | أعطني هذه الشارة |
Sanırım o rozet buraya savunma dersi almaya gelmediğin anlamına geliyor. | Open Subtitles | أحزر أن هذه الشارة تعني أنّك لست هنا لأجل درس دفاع عن النفس. |
neden o rozeti çıkarıp ondan sonra hala el sıkışmak isteyip istemediğine bakmıyoruz.? | Open Subtitles | لماذا لا تنزع عنك هذه الشارة وترى إذا كنت لازلت تريد المصافحة بعدها ؟ |
Bu kimlik bundan 68 yıl sonrasına ait. | Open Subtitles | هذه الشارة تاريخها بعد 68 عاماً من الآن |