Emin olmak için... dün gece bu odada... tamamiyle karanlıkta bekledim. | Open Subtitles | ومن المؤكد يمكن أن يكون هناك أي خطأ الليلة الماضية وأنا شخصيا اخفاء في هذه الغرفة في الظلام الدامس. |
bu odada bulduğumuz bir şeyi ağzına mı süreceksin? | Open Subtitles | أنت تمزح؟ ستضع شيئا وجدته أنت في هذه الغرفة في فمك؟ |
Oteli temizlemem karşılığında bu odada kalmama izin verdiler. | Open Subtitles | سمحوا لي بالحصول على هذه الغرفة في مقابل قيامي بتنظيف المنزل |
Bu odadan ceset torbasında çıkmak ister misin? | Open Subtitles | هل تريد الخروج من هذه الغرفة في كيس الجثث؟ |
İstediğin zaman bu odadan çıkıp, ninenin yanına dönebilirsin. | Open Subtitles | وأنه بإمكانكِ مغادرة هذه الغرفة في أيَّ وقت والعودة لجدتكِ |
Şimdi bu salona bakıyorum da, tıkabasa dolu kiliseye... | Open Subtitles | لذا كل ما يمكنني فعله .. أن أنظر إلى هذه الغرفة في هذه الكنيسة المزدحمة |
Şimdi bu salona bakıyorum da, tıkabasa dolu kiliseye... | Open Subtitles | لذا كل ما يمكنني فعله .. أن أنظر إلى هذه الغرفة في هذه الكنيسة المزدحمة |
Eğer bu odada, bu küvette kendini öldüren hasta şimdi burada | Open Subtitles | إذا كانت المريضة، التي قتلت نفسها في هذه الغرفة في ذلك الحوض حاضرة الآن |
Standart otel uyarısı. Sadece son 72 saat içinde bu odada birinin öldüğü yazıyor. | Open Subtitles | انها تقول فقط ان هنالك من مات في هذه الغرفة في ال72 ساعة الماضية |
Bu evde, bu odada sadece bir zenci var. | Open Subtitles | هه ؟ هنالك زنجي واحد فقط في هذه الغرفة, في هذا المنزل. |
Şu an bu odada. | Open Subtitles | إنّه هنا في هذه الغرفة في الوقت الحالي. |
bu odada bunun yanlış olduğunu kanıtlayacak durumda olan var mı? | Open Subtitles | اي أحد في هذه الغرفة في موقف ليدحض ذلك؟ |
1930 yılında, bu odada Prenses Antonietta tek kızını dünyaya getirdi: | Open Subtitles | في هذه الغرفة في عام 1930. أنجبت الأميرة (أنتونييتا) إبنتها الوحيدة, |
Eğer bu ismi bu odada, bu konu dahilinde duyduğunuzdan bahsederseniz İngiliz Güvenlik Servisi adına sizi temin ederim ki, bilgisayarınızda bazı şeyler bulunacak ve bu, direkt hapisle sonuçlanacak. | Open Subtitles | اذا ذكرت بأنك سمعت هذا الأسم في هذه الغرفة في هذا السياق , سأظمن لك بالنيابة عن أجهزة الأمن البريطانية بــأن الـمـواد سـوف يـتـم الـعـثـور عليها في القرص الصلب لكمبيوترك مما يؤدي إلى سجنك على الفور |
Walter, şu anda odadan çıkamam. Biliyorum. | Open Subtitles | والتر، وأنا لا يمكن أن تترك هذه الغرفة في الوقت الحالي. |
Bay Thompson, lütfen saat tam 4:30'da odadan çıkınız. | Open Subtitles | ستغادر هذه الغرفة في تمام الساعة 4: 30 |
Francisco'yu canlı gören son kişi kurbana yemek getirmek için odadan 17:15'te çıkmış. | Open Subtitles | الرجل الأخير الذي رأى (فرانسيسكو) على قيد الحياة، غادر هذه الغرفة في الـ 05: 15. ليُحضر له بعض العشاء. |