Hayır. Eğer mutluysan ben de mutluyum, Bu bizim tatilimiz. | Open Subtitles | لا, أتعلمين ماذا إنّ كنتِ سعيدة فأنا سعيد، هذِه عطلتنا |
Buraya daha yeni geldin ve Bu kentte neler olup bittiğini bilmiyorsun. Daha önce hiç burada bulunmadın. | Open Subtitles | أنّصُتِ، لقدّ أتيتِ إلى هُنا ولا تعّلمي ماذا يحّدُث في هذِه المدينة |
- Her şey farklı olduğu için Bu sene şenlik yok. | Open Subtitles | لأيوجد طَرب هذِه السَنه ، لأن كُل شيء إختَلفْ كَيف؟ |
Ayrıca Bu belgeyle, sahip olduğu makamın işleyişini sağlayabilmesi için topraklarına, yıllık 100.000 pound ödenek ayrılmıştır. | Open Subtitles | وأيضاً مِن خِلال هذِه الإمتِيازآت، نمنحُها أرآضِي بِقِيمة 100،000 جِنيه سنَوياً مِن أجل الحِفاظ على كرامتِها |
Bu krallıktaki cereyan eden çoğu şey için üzgünüm. | Open Subtitles | أنَا آسِف لأشيَاء كثِيره حَدثَت في هذِه المَملكَه |
Bu konu hakkındaki suçlamalarını kurulumuza anlatır mısın? | Open Subtitles | وبِصدق مَا الذِي قَالَه المُتهَم لَك عَن هذِه المَسألَه؟ |
Ne oyunu oynamaya çalışıyorsanız Bu oyunu bilmiyorum. | Open Subtitles | ـ ماذا تفعل ؟ ماذا تلعب ؟ أنا لا أعرف اللعبه هذِه |
- Sonunda Bu haçlı seferlerine değecek birşeylere sahibiz. | Open Subtitles | وجدنا أخيراً شىء حتى تستحق هذِه الحرب القِتال من أجلِها |
Şimdi Bu yer iki büyük avcı tarafından paylaşılamamaktadır. | Open Subtitles | المكان الآن يتنازع عليه اِثنين من أشدِ مفترسِي هذِه المنطقة |
Bu yıl ölüme en yaklaştığım an buydu. | Open Subtitles | هذِه أكثر مرة إقتربت بها من الموت هذِه السنة |
Her sokaktan, Bu noktaya tek tek yürümüş ve geri dönmüş. | Open Subtitles | ثم يقوم بالسير بأتجاهِ كل شارع تؤدي إليه هذِه النقطة ثم يعودُ ثانيةً |
Bu gemi, eve dönmek için en iyi şansımız. | Open Subtitles | هذِه السفينه هِىّ أفضل فُرصه لدينا للعَودة الى الديار. |
Bu gemi, eve dönmek için en iyi şansımız. | Open Subtitles | هذِه السفينه هِىّ أفضل فُرصه لدينا للعَودة الى الديار. |
Bu gemi, eve dönmek için en iyi şansımız. | Open Subtitles | هذِه السفينه هِىّ أفضل فُرصه لدينا للعَودة الى الديار. |
Bu gemi, eve dönmek için en iyi şansımız. | Open Subtitles | هذِه السفينه هِىّ أفضل فُرصه لدينا للعَودة الى الديار. |
Gideli çok oldu, ama Bu onun eseri, bundan eminim. | Open Subtitles | غادر هو الآخر، ولكن هذِه من عمله أنا واثقة من ذلك |
Bu eski karısı, yani orospu çocuğu kardeşler çok uzakta olamazlar. | Open Subtitles | هذِه الزوجه السابقة, مما يعني أنّ أولئك الأخَوَين ليسوا بِبَعيدين |
Bu şeyleri yapmak zorunda olmayı sevmiyorum. | Open Subtitles | وأنا لا أحِب فكرة أنه يجب علي فعل هذِه الأشياء |
Bu kadar şeyi nereden buldun? | Open Subtitles | مِن أينّ حصلّتِ على هذِه الأشياء ؟ |
- Hey, ben bunu sevdim! - Bu şeyi beğeniyor musun yani? | Open Subtitles | يُعّجِبُني هذا - أتُعّجِبُك هذِه الموسيقى ؟ |