| Biesbosch'tan bir kaçış rotası var. | Open Subtitles | هناك ممر هروب, من خلال الـ بيشوبسش استطيع ان أوصلك إلي الأرض المحررة |
| Artık belli bir güce sahibim ve bundan kaçış yok. | Open Subtitles | لن يكون هناك هروب من النفوذ متى حصلت عليها |
| Üç yıl önce tüfeğinin kabzasıyla bir nöbetçiyi bayıltarak küçük bir hapisten kaçış performansı sergilemiştin. | Open Subtitles | منذ ثلاثة سنوات، نظمتِ لنفسكِ هروب من السجن، وفعلتيها. بضرب الحارس بكعب بندقيتكِ. |
| İki hafta önce dünya-dışı kolonilerden bir firar oldu. | Open Subtitles | حدث هروب من المستعمرات العالمية منذ أسبوعين |
| Rakip bir istihbarat teşkilatının ajanıyla onaylanmamış kayıt dışı bir firar sahneye koyuyorsunuz. | Open Subtitles | أنت نظمت عملية هروب من السجن دون حسيب أو رقيب مع ناشط من خدمة التجسس المنافسة |
| Yani, bu sadece bir kaçış değildi, değil mi? | Open Subtitles | اقصد, لم يكن هذا مجرد هروب من السجن اليس كذلك؟ |
| Bu basit bir hapisten kaçış olayı değil. Bu bir darbe. | Open Subtitles | هذه ليست مجرّد عمليّة هروب من السجن، بل إنقلاب |
| Gerçeklikten bir kaçış mı, yoksa sorumluluktan bir kaçış mı? | Open Subtitles | ما هذا؟ هروب من الواقع أو الهروب من المسؤولية؟ |
| Bu bir isyan değil. kaçış. | Open Subtitles | ايها المأمور إن ذلك ليس شغباً إنه هروب من السجن |
| kaçış yok. İşin bitti. Öleceksin! | Open Subtitles | لا هروب من هذا البيت سَأَقْتلُك |
| Esir kampından ilk kaçış, 18 Ekim 1939. | Open Subtitles | أول هروب من معسكر السجن 18 نوفمبر 1939 |
| Onun kaçış olduğuna inanıyorlarsa,... ..ben kimim ki onlara "hayır, değil" diyorum? | Open Subtitles | اذا كانوا يعتقدون انه هروب... , من انا لاقول انه ليس كذلك ؟ |
| Eğer sinyalinin yerini belirleyebilirsek, Zane ona bir kaçış yolu yaratabilir. | Open Subtitles | لو أمكنا تحديد مكان إشارتها ، "زين" يمكنه إختراق طريق هروب من أجلها |
| kaçış sanatçısı olmak için kendimi eğittim. | Open Subtitles | درّبتُ نفسي لأكون فنان هروب من القيود. |
| Çok ender rastlanan bir kaçış denemesi. | Open Subtitles | هذا هروب من السجن فريد من نوعه. |
| Kameranın objektifinden kaçış yok. | Open Subtitles | لا هروب من الكاميرا، سيدي |
| Hesaplaşmadan kaçış yöntemin bu mu? | Open Subtitles | هل هو هروب من ذلك اليوم |
| Stockholm Langholmen cezaevinde bir firar olayı yaşandı. | Open Subtitles | _ لقد حصل هروب من السجن في_ _إصلاحية لانقوليمن بمدينة ستوكهولم_ |
| Geçen sene Oswald'dan bir firar planladınız. | Open Subtitles | في السنة الماضية كُنتَ المُخطِط لعملية هروب من (أوزولد) |
| Finch, bence bu bir firar değil. | Open Subtitles | (فينش)، لا أظن ان هذا هروب من السجن |