Oda her yarım saatte bir deprem oluyormuş gibi sallanıyordu. | Open Subtitles | كانت الغرفة تهتز وكأن هناك هزة أرضية كل نصف ساعة |
Bu gece bir deprem olacak olsa, evime ne olacak diye endişelenirdim. | TED | كنت أقلق إذا ضربت هزة أرضية الليلة ماذا سوف يحدث لمنزلنا؟ ماذا سوف يحدث لعائلتي؟ |
Belki de şiddetli bir deprem dışında, gerçek bir huşudan korunuyoruz. | TED | مع الاستثناء ربما لوصف هزة أرضية ضخمة، نحن محميون من الفظيع الحقيقي. |
Senin şu Çin'deki ekip depreme sebep olmuş. | Open Subtitles | فريقكَ فى الصين تسببوا للتو فى هزة أرضية |
Oh, bilirsin, bir depremi durduracağım.. | Open Subtitles | . أوه تعلمين ، أنا فقط عليّ أن أوقف هزة أرضية |
O gece, gece yarısı dokuz şiddetinde bir deprem Japonya'nın Pasifik kıyılarını vurdu. | TED | في تلك الليلة، في منتصف الليل ضربت هزة أرضية بمقياس ٩ ساحل اليابان المقابل للمحيط الهادي |
Tatlım, Şili'de 8 dakika içinde yapmam gereken bir deprem var. | Open Subtitles | عزيزي , لدي هزة أرضية في شيلي بعد ثمان دقائق هل هناك أمكانية لمعرفة أحد أمنياتك؟ |
9:06'da San Francisco 'da bir deprem olduğu bildirildi. | Open Subtitles | لدينا تقرير جاء للتو من سان فرانسيسكو عن هزة أرضية في 9: |
Biz büyük bir deprem ya da kötü için mağaza içinde olabilir. | Open Subtitles | نحن قد نكون في هزة أرضية كبيرة أو أسوأ من ذلك |
Başlangıçta deprem oluyor sandım. | Open Subtitles | في بادئ الأمر أعتقد أنها هزة أرضية كل شئ كان يهتز |
Demek istediğim bir deprem oldu ve iyi olup olmadığını bile bilmiyorum ve çocuğumu taşıyorsun. | Open Subtitles | أعني، كان هنالك هزة أرضية ولا أدري إن كنت بخير أم لا وأنت تحملين طفلي |
"Küçük deprem" teriminin orgazm için bir hüsn-i talil olduğunu biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعرفين أن "هزة أرضية صغيرة" كانت تعبير لطيف عن هزة الجماع؟ |
Dün küçük ama tırstırıcı bir deprem oldu. | Open Subtitles | كانت هناك هزة أرضية صغير اللّيلة الماضية لكنّها مقلقة، |
Ama %90 eminim ki bir deprem olacak. | Open Subtitles | بالرغم من أنني متأكدة 99بالمئة سيكون هنالك هزة أرضية |
Şimdi deprem olma ihtimaline karşın tetikte olmalıyım. | Open Subtitles | لذا لابد وأن نتكتّل في حالة وجود هزة أرضية. |
Güneydoğu bölgesinde deprem oldu. | Open Subtitles | لقد حدثت هزة أرضية في المنطقة الجنوبية الشرقية. |
Acil bir durum, tsunami, deprem. | Open Subtitles | حالة طوارئ، موجة طوفان هزة أرضية |
deprem! Burdan çıkmalıyız! | Open Subtitles | هزة أرضية نحن يجب أن نخرج من هنا |
Şimdi ise depreme, kaybolan ergenlere falan uyanıyorum. | Open Subtitles | والآن أنا إستيقظت على هزة أرضية وإختفاء فتيات. |
depreme sebep olan... bir tembelhayvan hatırlıyor gibiyim. | Open Subtitles | يبدو أنني أتذكر أن الكسلانيات يمكن أن تسبب هزة أرضية |
Bir depremi nasıl durdurabilirim? | Open Subtitles | كيف يفترض أن أوقف هزة أرضية ؟ |