Herşeyi batırma. Bizimle yapabileceğiniz çok şey var daha. | Open Subtitles | لا تفسد الأمر هناك أشياء كثيرة يمكنك أن تفعلها بنا |
"Tatlım, bir erkeğe verebileceğin çok şey var. | Open Subtitles | عزيزتي هناك أشياء كثيرة يمكنك إعطائها للرجل |
Orada öğrenemeyeceğin öylesine çok şey var ki. | Open Subtitles | و لكن هناك أشياء كثيرة لن تجديها خارج سانتا باربرا |
Yapacak bir sürü şey var, Baba | Open Subtitles | هناك أشياء كثيرة نستطيع القيام بها، أَبّي. |
Adada yemek için kullanabileceğimiz bir sürü şey var. | Open Subtitles | هناك أشياء كثيرة على هذه الجزيرة يمكننا استخدامها للطعام |
Gerçekten mi? Muhtemelen geri dönmemiz gerekecek... Burada çok fazla şey var... | Open Subtitles | ربما سنحتاج للعودة مرة أخرى هناك أشياء كثيرة هنا تحتاج للبحث |
Bununla şu anda yapabileceğimiz birçok şey var. | TED | إلى حد الآن هناك أشياء كثيرة يمكن عملها مع هذا |
Film sektörü hakkında öğrenmen gereken çok şey var, Preston. | Open Subtitles | بريستون هناك أشياء كثيرة ستتعلمها عن صناعة السينما |
Bu dünyada babanın bilmediği çok şey var. | Open Subtitles | هناك أشياء كثيرة في العالم لا يعرفها والدك |
Bu dünyada babanın bilmediği çok şey var. | Open Subtitles | هناك أشياء كثيرة في العالم لا يعرفها والدك |
Sana kendimle ilgili anlatmam gereken çok şey var. Kötü şeyler. | Open Subtitles | هناك أشياء كثيرة أريد أن أخبرك بها عنى أشياء صعبة |
d Söyleyemediğim çok şey var d d Bir kere bile duymadığın d d Birileri sana benden önce göstermiş d d Benim sevgim, o tür bir sevgi değil d d Dünya'daki tüm insanların içinde d d Ben yalnızca seni görebiliyorum d | Open Subtitles | هناك أشياء كثيرة أنا لا أستطيع أن أقولها أنت لم تسمع عنه من قبل حتي مرة واحدة شخص الذي ظهر من قبلي |
Burada hoş olan, bu orta kısımda, aynı fizik kurallarına uyan o kadar çok şey var ki, bu kanunların işlediğini etrafımızda neredeyse her daim görebiliriz. | TED | والآن، الشيء الرائع بخصوص ذلك أن هناك أشياء كثيرة جداً في هذا الجزء الأوسط، كلها تتبع نفس القوانين الفيزيائية، لدرجة أننا نستطيع رؤية هذه القوانين وهي تعمل حولنا تقريباً طوال الوقت. |
Dayı, beni mutlu kılan pek çok şey var. | Open Subtitles | عمى ، هناك أشياء كثيرة جعلتني سعيدا ً |
Korkmadığım bir çok şey var, ama... yanılmak... | Open Subtitles | هناك أشياء كثيرة ، لا أخشاها الا الفشل |
Benim hakkımda bilmediğin çok şey var. | Open Subtitles | هناك أشياء كثيرة بشأنى لا تعلميها |
Hiç takmadığın bir sürü şey var ve çoğu çirkin. | Open Subtitles | هناك أشياء كثيرة لا ترتديها و معظمها قبيحة |
Onun da göremediği bir sürü şey var. | Open Subtitles | هناك أشياء كثيرة لا يراها هو أيضاً |
Yani, çok fazla şey var harika şeyler unutmak istemediğim. | Open Subtitles | لا تفعل ذالك أعني ، هناك أشياء كثيرة أشياء رائعة ، أنا فقط لا أريد نسيانها ، كما تعلمون |
Bu küçük kasabamızla ilgili bilmediğin birçok şey var. | Open Subtitles | تعلمين , هناك أشياء كثيرة لا تعرفينها عن بلدتنا الصغيرة. |
Ayrıca bana tonla şey söylememeni de anlıyorum. | Open Subtitles | وأعي أيضاً انك هناك أشياء كثيرة لم تخبرني عنها |
Burada, bizim hayatlarımızın ötesinde şeyler var. | Open Subtitles | هناك أشياء كثيرة مهددة بالضياع أكثر من مجرد حياتنا |