Peter, seni davadan vazgeçirmek için yapabileceğim bir şey yok mu? | Open Subtitles | بيتر هل هناك اي شيء استطيع فعله لأجلعك تلغي هذه القضية ؟ |
Memur bey ceplerini kontrol ettim, hiç bir şey yok. | Open Subtitles | ايها الضابط,لقد تفقدت جيوبها,ليس هناك اي شيء فيهن, وقد تحفظت على نقالها |
Açıkçası, ikimizin halledemeyeği bir şey yok gibi görünüyor. | Open Subtitles | أوه حسناً لا يبدو ان هناك اي شيء لا يمكن لكلينا ان نتعامل معه |
Şeriflik demişken, bana söylemeyi unuttuğun bir şey var mı? | Open Subtitles | وبالمناسبة هل هناك اي شيء آخر نسيت أن تخبرني ايّاه |
Uhm, Dan, dinle. Endişelenmem gerek bir şey var mı? | Open Subtitles | ، دان، استمع، هل هناك اي شيء علي القلق حوله؟ |
Sizin için yapabileceğim başka bir şey varsa haber verin. | Open Subtitles | حسنا.. اذا كان هناك اي شيء استطيع ان افعله لاجلك؟ |
Ona tekrar tekrar aramızda hiç bir şey olmayacağını söyledim. | Open Subtitles | لقد اخبرتها مرارا و تكرار لن يكون هناك اي شيء بيننا |
Endişem dışında aramızda başka bir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك اي شيء بيني وبينك عدا اهتمامي بك |
Şerif rozeti için sağ ol ama reklamda yapabileceğim başka bir şey yok mu? | Open Subtitles | حسنا، أنا أقدر شارة شريف، ولكن هل هناك اي شيء يمكنني فعله للبقاء الإعلان التجاري ؟ |
Ama Paulie'de yeniden açılmak zorunda olduğumuzu söyleyen teklif hakkında hiç bir şey yok, değil mi? | Open Subtitles | لكن ليس هناك اي شيء بالعرض يقول انه علينا فتح محل آخر في بولي أليس كذلك؟ |
Hem bunu düzeltmek için söyleyebileceği hiç bir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك اي شيء يمكن قوله لإصلاح هذا. |
Söyleyemeyeceğin hiç bir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك اي شيء لاتستطيع قوله. |
Yapabileceğin başka bir şey yok. | Open Subtitles | - لايوجد هناك اي شيء اخر تستطيع ان تفعله. |
Sanırım yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | لا اعتقد ان هناك اي شيء استطيع فعله |
Sizin için yapabileceğim bir şey var mı acaba? | Open Subtitles | انا اسفة.هل هناك اي شيء يمكنني القيام به من اجلك؟ |
Bu çantayla ilgili bana söylemek istediğin bir şey var mı, Çilli? | Open Subtitles | هل هناك اي شيء تريدين ان تقوليه لي عن هذه الحقيبة الصغيرة يا حلوة؟ |
Düğüne dahil etmek istediğiniz başka bir şey var mı? | Open Subtitles | و هل هناك اي شيء ترغب أن يدرج في حفل الزفاف؟ |
Ölen diğer iki kişi hakkında sizin bulamadığınız bir şey var mı diye bakmak için aileleriyle görüşmek isterim. | Open Subtitles | الاثنين الاخران الذين ماتوا، اود التحدث الي عائلتهم, لكي اري لو ان هناك اي شيء لم تجده انت. |
Bak, eğer bu konuda yapabileceğim en ufak bir şey varsa yaparım, tamam mı? | Open Subtitles | ان كان هناك اي شيء استطيع أن افعله سأفعله, حسناً. ؟ |
Yapabileceğim en ufak bir şey varsa, söyle. | Open Subtitles | لو كان هناك اي شيء لأساعد به، أعلمني فقط |
Eğer bilmemiz gereken bir şey varsa lütfen anlat. | Open Subtitles | اسمعي ان كان هناك اي شيء تعرفينه رجاء اخبرينا |