Sende Her zaman bir türlü açıklık getiremediğim bir şey vardı. | Open Subtitles | أتعلمين، هناك دائماً شئ مـا بشأنكِ، لـم أتمكن من التعرف عليه. |
Yalvarmaya hazır olanlar için Her zaman bir merhamet şansı vardır. | Open Subtitles | لطالما ظننت أن هناك دائماً فرصة للرحمة لمن ينوي أن يتوسلها |
Formda olan kimseyle dövüşmedim. Ünvanı hak ettiğimden daha fazla korumanın hep bir yolu vardı. | Open Subtitles | .كان هناك دائماً ملاك يحاول أن أن يجعل الامر يبدو كذلك |
Şimdi bilinmeyen değildir, Çay listesinin bir fincan her zaman vardır, | Open Subtitles | لا تكونوا مثل الغرباء هناك دائماً كوب من الشاي على الطعام |
Tuhaf ama kulak misafirlerine katlanamayan dürüst insanlar hep vardır. | Open Subtitles | ذلك غريب, ولكن هناك دائماً اشخاص صريحين الذين لا يستطيعون تحمل الاشخاص |
Üzgünüm. Bir şeyler yanlış olabilir bir şans her zaman var. | Open Subtitles | أعتذر ، هناك دائماً فرصة أن شيئاً ممكن أن يسوء |
Tüm üyeliklerde güvenebileceğiniz herhangi bir şey için her zaman orada olabilecek birine ihtiyacınız vardır. | Open Subtitles | في أيّ زمالة،تَحتاجُ شخص تئتمنة شخص ما َيَكُونُ هناك دائماً ولأيّ شئِ. |
Benim bir parçam her zaman burada, Tottington Hall'da olacak. | Open Subtitles | سيكون هناك دائماً جزء مني هنا في قصر توتنجتون |
Tabii ki, doğada bu kuralların Her zaman bir istisnası vardır. | TED | في الطبيعة، بالطبع هناك دائماً إستثناءات من القاعدة. |
Beyzbolda Her zaman bir kazanan vardır. bu da demek oluyor ki beyzbolda Her zaman bir de kaybeden vardır. | TED | هناك دائماً رابح في البيسبول, وهذا يعني أن هناك دائماً خاسر في البيسبول. |
Derinlerde bir yerde, Her zaman bir tacı kazanma şansı olacağını, siz de ben de biliyoruz. | TED | أنت وأنا نعرف أعمق الأعماق، هناك دائماً فرصة للفوز بالكأس. |
Her zaman bir oda ya da mekan bulup strateji planının tüm parçalardan bir anlam çıkarma işine girişebiliyoruz. | TED | هناك دائماً فرصة، دائمة لتتمكن من فهم كل الأجزاء في الخطة الإستراتيجية |
Orijinallik iyidir, ama neden sınırları zorlayalım? Her zaman bir orta yol vardır. | Open Subtitles | تفرده جيد، لكن لماذا نتطرف بعيداً بطبيعة الحال هناك دائماً حل وسط |
Her zaman bir ele başı vardır. | Open Subtitles | هناك دائماً بعض الرعاع الذين يثيرون المشاكل |
Şu son 7 yılda bir tek şey öğrendim o da; her oyunda ya da düzenbazlıkta hep bir rakip ve hep bir kurban vardır. | Open Subtitles | لقد تعلمت شئ واحد فى السبع سنوات الماضية فى كل لعبة او فخ هناك دائماً خصم و دائماً هناك ضحية |
Ama, ...iyilik için ayrılmış bir zaman her zaman vardır, ...ve hayırseverlik. | Open Subtitles | لكن، هناك دائماً مكان لقليل من المتعة، تَعلمين، وللصدقة. |
Saygı duyulur ve kahraman gibi bakılırlar, ancak en büyük olduklarında, yok olduklarını... görmeye can atan diğerleri hep vardır. | Open Subtitles | كلاهما مثير للإعجاب و له عشاقه ...و لكن هناك دائماً رغبة خفية أن تراهم يتحطمون فى قمة مجدهم |
Kardeş rekabeti olacak her zaman var. | Open Subtitles | سيكون هناك دائماً معارك بين الأشقاء |
Eğer ayrı düşersek ya da herhangi bir şey olursa, her zaman orada buluşacaktık. | Open Subtitles | اتّفقنا أنّه إذا انفصلنا أو حدث شيء سنلتقي هناك دائماً |
Bu işe yaramazsa kızın her zaman burada. | Open Subtitles | إذا لم يعمل هذا حسناً , هناك دائماً إبنتك |
Çünkü daima bir hanımefendi ya da bir adam falan vardır. | Open Subtitles | لأن هناك دائماً سيدة أورجل.. أو ما شابه |
Kendini nahoş bir düşünce treninde kilitli bulduğunda çığlık atmanın kaçınılmaz olduğu, geçmişindeki yerlere doğru giderken şunu hatırla, delilik daima orada durmakta. | Open Subtitles | لذا عندما تجد نفسك محبوساً في سلسلة أفكار غير سارة متجهاً لأماكن بماضيك حيث الصراخ فيها لا مفر منه تذكر هذا، هناك دائماً الجنون |
- Her zaman başka bir yol vardır. - Göründüğü kadarıyla başka bir taşıta ihtiyacımız var. | Open Subtitles | هناك دائماً طريقة اخرى، لنعثر عليها نحتاج إلى وسيلة نقل أخرى، هيا? |
Her zaman daha zeki biri vardır ve her zaman biri tetiği çekmek için hazırdır eğer ücret doğruysa... | Open Subtitles | هناك دائماً شخص يفوقكم ذكاء ومستعد للضغط على الزناد إن كان الثمن جيداً |
her zaman başka bir şans vardır. Yani, bilemezsiniz değil mi? | Open Subtitles | هناك دائماً فرصة أخرى أعني أنك لا تعلم ، أليس كذلك؟ |