Çünkü dayanamayacağım bir şey varsa, o da iyi bir çantadır. | Open Subtitles | لأنه هناك شيء واحد لا أستطيع مقاومته حقيبة كتب جيدة اشتري 3 كتب و احصل على حقيبة كتب مجانية |
Almanlar'ın yapmadığı bir şey varsa o da kin tutmaktır. | Open Subtitles | إذا كان هناك شيء واحد لا يفعله الألمان فهو حمل الضغائن |
Harper Avery Vakfı'nın iyi yapamadığı tek bir şey varsa o da karar vermektir. | Open Subtitles | إن كان هناك شيء واحد لا يمكن لمؤسسة هاربر إيفري عمله بشكل جيد، فهو تقرير من المفترض أن يحصل على شيء. |
Sadece kafamda dönüp dolaşan bir şey var ve bu da geçmeyi nasıl başardığı. | Open Subtitles | هناك شيء واحد لا أستطيع عدم التفكير به، وهو.. كيف استطاعت أن تخرج من الجحيم؟ |
Ama bende olmayan tek bir şey var ve senin de bana verebileceğin tek şey o. | Open Subtitles | و لكن هناك شيء واحد لا أمتلكه و هذا هو الشيء الذي ستعطيه لي |
Sonunda fark ettim ki sahip olmadan yaşayamayacağım tek bir şey var. | Open Subtitles | أدركت أخيراً أنّ، آه... هناك شيء واحد لا أستطيع العيش من دونه. |
Ama yapamayacağım bir şey varsa o da hacker'ı takip edip izini bulmaktır. | Open Subtitles | ولكن هناك شيء واحد لا أستطيع فعله وهو تعقب اختراق للوصول لمخترقه |
Benzemediğim tek bir şey varsa o da polis. | Open Subtitles | انظر، إذا كان هناك شيء واحد لا أحبّه فهو الشرطة |
Eğer bir kadında katlanamadığım bir şey varsa o da kıskançlık. | Open Subtitles | إذا كان هناك شيء واحد لا أستطيع تحمله في المرأة ... فهو الغيرة |
Ve eğer bir Mafya patronunun bilinmesini istemediği bir şey varsa o da, Springfield Küçük Yengeçleri için üçüncü şutör savunmacı olduğuydu. | Open Subtitles | وإذا كان هناك شيء واحد لا يريد رئيس المافيا احداً ان يعرفه وهو انه كان يلعب كحارس ثالث للتسديد في فريق سبرينغفيلد ليتل ديبيز |
Ama bir şey var ve bekleyemez. | Open Subtitles | ولكن هناك شيء واحد لا يمكننا تأجيله |
Ama hiçbirşey yapamadığımız tek bir şey var adam eksikliği. | Open Subtitles | -لكن هناك شيء واحد لا يسعنا القيام بشء حياله -هو نقص الأفراد |
Fakat yapamayacağınız tek bir şey var. | Open Subtitles | الآن ، هناك شيء واحد لا يجب أن تفعله |