| - Ama... İyice heyecanlanmadan önce, bilmeniz gereken bir şey var. | Open Subtitles | قبل أن تفعل كل تلك الإثاره هناك شيء يجب أن تعرفه. |
| Sana söylemem gereken bir şey var, ama nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum. | Open Subtitles | هناك شيء يجب أن أخبرك به و لكن لا أعرف كيف |
| Bu küçük maceraya atılmadan önce bilmen gereken bir şey var. | Open Subtitles | هناك شيء يجب أن تعرفه قبل أن تخوض هذه المغامرة الصغيرة |
| Buraya nasıl geldiğinle ilgili bilmen gereken bir şey var. | Open Subtitles | هناك شيء يجب أن تعرفيه حول كيفية وصولك إلى هنا |
| Sana göstermem gereken birşey var, ama bunun için seni üs dışına çıkarmam gerek. | Open Subtitles | هناك شيء يجب أريك لكنّي يجب أن أخذك من القاعدة له |
| Pekala, bir şey yapmadan önce bilmeniz gereken bir konu var. | Open Subtitles | حسنا، ولكن قبل أن تفعل أي شيء، هناك شيء يجب أن تعرفه. |
| Sana cevap vermeden önce, yapmam gereken bir şey var. | Open Subtitles | قبل أن أعطيك جوابي هناك شيء يجب أن أفعله أولا |
| Bu arada, benim için yapman gereken bir şey var. | Open Subtitles | في الوقت الراهن, هناك شيء يجب ان تفعله من أجلي |
| Bu sonu ıf ı bilmeniz gereken bir şey var. | Open Subtitles | إذا كانت هذه هي النهاية، هناك شيء يجب أن أعرف. |
| Bilmeniz gereken bir şey var, polis Tatiana'nın cesedini bulmuş. | Open Subtitles | هناك شيء يجب أن تعلموه عثرت الشرطة على جثة تاتيانا |
| Bunun için üzgünüm ama göstermem gereken bir şey var. | Open Subtitles | سيد يوشيدا أعذرني على هذه المقاطعة ولكن هناك شيء يجب أن أريك إياه هذا هو الديسك الأصلي من |
| Durun! Onu cehenneme yollamadan önce görmeniz gereken bir şey var. | Open Subtitles | قبل أن ترسلوه للجحيم هناك شيء يجب أن تروه |
| Geciktirmeden söylemem gereken bir şey var. | Open Subtitles | هناك شيء يجب أن أقول لكم دون مزيد من التأخير. |
| Dinle Joey, vaktin varsa konuşmamız gereken bir şey var. - Ne? | Open Subtitles | أسمع جوي , هناك شيء يجب أن نتحدث عنه اذا كان لديك بعض الوقت ؟ |
| Evet. Bak Rach, sana anlatmam gereken bir şey var. | Open Subtitles | اجل, إستمعي ريتش هناك شيء يجب أن أخبركِ به |
| Bilmen gereken bir şey var... | Open Subtitles | وأنا أعلم أنك مشغول، ولكن هناك شيء يجب أن تعرفه. |
| Onun hakkında bilmen gereken bir şey var, Bruce. Sorun olacak bir şey. | Open Subtitles | هناك شيء يجب أن تعرفه بشأنها بروس شيء مزعج |
| Bilmen gereken bir şey var. Parasızlıklarının nedeni... | Open Subtitles | هناك شيء يجب أن تعرفه السبب بعدم وجود مال لديهم |
| Ama unutmaman gereken bir şey var. Senin rüyalarında olacağım. | Open Subtitles | و لكن هناك شيء يجب ألا تنسيه سأكون موجوداً في أحلامك |
| Ee, bunun hakkında bilmem gereken bişey var mı? | Open Subtitles | هل هناك شيء يجب أن أعرفه؟ |
| Anlaman gereken şeyler var. | Open Subtitles | هناك شيء يجب أن تفهمه |
| Yapmam gereken bir şey vardı. | Open Subtitles | ظننت أنك ستتصل بي؟ كان هناك شيء يجب علي القيام به. |