| Büyü konusunda o kadar güçlü değilim. Başka bir yolu olmalı. | Open Subtitles | ليس لدى سحر بهذه القوى يجب أن يكون هناك طريقة أخرى |
| Tüm kalbimle bu işin Başka bir yolu olsun isterdim. | Open Subtitles | أود أن كان هناك طريقة أخرى ، من كل قلبي. |
| Lena, beni dinle. Bu laneti kaldırmanın Başka bir yolu olmalı. | Open Subtitles | لينا إستمعي لي لابد من أن هناك طريقة أخرى لكسر التعويذة |
| Gazı serbest bırakmak için başka bir yol bulduğumuzdan emin olmadan, olmaz. | Open Subtitles | لا تفعل إلا بعد أن نتأكد أن هناك طريقة أخرى لاطلاق الغاز |
| Karanlık madde bulmanın bir yolu daha var, bu da dolaylı yoldan. | TED | هناك طريقة أخرى للبحث عن المادة المظلمة، وهي غير مباشرة. |
| başka bir yol daha var. Ön kapıyı kullanarak. | Open Subtitles | هناك طريقة أخرى للدخول عبر الباب الأمامي |
| Angela, en iyi arkadaşlarımdan biri. Başka bir yolu olmak zorunda. | Open Subtitles | إنها واحدةً من أعز صديقاتى لا بد أن هناك طريقة أخرى |
| Gerçeği bulmanın Başka bir yolu olmalı. - Ben F.B.I.'dan Özel Ajan Mulder, rozet nmumaram: | Open Subtitles | يجب ان تكون هناك طريقة أخرى للوصول للحقيقة. |
| Üzgünüm bebeğim. Keşke Başka bir yolu olsaydı. | Open Subtitles | المعذرة , طفلتي أتمنى لو كان هناك طريقة أخرى |
| Bana zarar vermeyeceksin, çünkü Başka bir yolu var, Ke'ra. | Open Subtitles | لن تؤذيني يا كيرا , لان هناك طريقة أخرى . |
| Belki onlara ulaşmanın Başka bir yolu vardır. | Open Subtitles | ربما هناك طريقة أخرى للوصول إليهم طريقة أخرى؟ |
| Keşke Başka bir yolu olsaydı ama bebeğe bu lazım, Claire, tamam mı? | Open Subtitles | أتمنى لو كانت هناك طريقة أخرى لكن الطفل يحتاجه يا كلاير حسناً؟ |
| Bu kötülük. Onu durdurmanın Başka bir yolu olmalı. | Open Subtitles | ذلك الشر يجب أن يكون هناك طريقة أخرى للتعامل معه |
| Başka bir yolu olmalı. Deneyebileceğimiz başka bir şey. | Open Subtitles | يجب أن يكون هناك طريقة أخرى لذلك يمكننا أن نجرب شيء أخر |
| Hey, hey bekle. Başka bir yolu olabilir. | Open Subtitles | لحظة, لحظة, لحظة, ربما تكون هناك طريقة أخرى |
| Yalvarıyorum, Krallığın iyiliği için başka bir yol daha olmalı. | Open Subtitles | أتوسل اليك لمصلحة المملكة لا بد أن هناك طريقة أخرى |
| Belki de onları teker teker öldürmekten başka bir yol vardır. | Open Subtitles | ربما هناك طريقة أخرى غير اطلاق النار عليهم واحدا تلو الآخر |
| Belki, ahlaki çerçevemizde sayıları temel alarak kullanabileceğimiz başka bir yol vardır. | TED | ربما هناك طريقة أخرى لإستخدام الأرقام كإطار أخلاقي أساسي. |
| Daha iyi anlamanı sağlamanın bir yolu daha var. | Open Subtitles | هناك طريقة أخرى تمكنك من أن تفهمني بشكل أوضح |
| Şanslıyız ki, zamanda yolculuğun Başka bir yolu daha var. | Open Subtitles | لحسن الحظ هناك طريقة أخرى للسفر عبر الزمن |
| başka bir yol daha var. | Open Subtitles | هناك طريقة أخرى حسنًا تخطى هذه التمثيلية |
| Bulaştığını bilmenin Başka yolu var mı? | Open Subtitles | هل هناك طريقة أخرى لأعرف إن كان مصاباً؟ |
| Ve, başka türlü bir bakteri hayatının imkansız olduğunu varsaydık. | TED | ولهاذا شآنا ان نفكر اذا ماكانت هناك طريقة أخرى تعيش فيها البكتيريا |