"هناك مكانٌ" - Translation from Arabic to Turkish

• yer var

Tüm bu şeyleri sakladıkları "Sarı Üs" diye bir yer var.
هناك مكانٌ يدعى القاعدة الصفراء حيث يخزّنون كلّ هذه الأغراض

Senin kadar onarılamaz şekilde hasar görmüş bebekleri koyacak tek bir yer var.
هناك مكانٌ واحد فقط لدمية لا يمكن إصلاحها مثلكِ

Endişeli olduğunda veya yalnız olmak istediğinde gittiği bir yer var mı?
هل هناك مكانٌ يذهبُ أليه عندما يكونُ قلقاً أو عندما يُريدُ أنّ يكون وحيداً ؟

Daha önce görmek istediğim bir yer var.
وقبل ذلك، هناك مكانٌ أود مشاهدته

diyelim ki kesinlikle her istediğinizi satın alabileceğiniz bir yer var.
لنفترض بأن... هناك مكانٌ تستطيعين أن تشتري فيه أي شيء.

Konuşabileceğimiz bir yer var mı?
هل هناك مكانٌ ما يمكن أن نتحدث فيه؟

Konuşabileceğimiz bir yer var mı?
هل هناك مكانٌ ما يمكن أن نتحدث فيه ؟

Sizin için kalacak yer var.
هناك مكانٌ مناسب لكِ من أجل البقاء.

Kusura bakma, gitmem gereken bir yer var da.
. المعذرة، هناك مكانٌ سوف أذهب له اليوم

Fakat eğer sana da uygunsa, yolda sana göstermek istediğim bir yer var.
و لكن هناك مكانٌ واحد وأودأن آخذكِ... لهذا الطريق ، إن كان ذلك يناسبك

Konuşabileceğimiz bir yer var mı?
هل هناك مكانٌ نستطيع التحدث به ؟

Konuşabileceğimiz bir yer var mı?
هل هناك مكانٌ ما يمكننا التحدث فيه؟

Arabada senin için de yer var annecim, bizimle gelebilirsin!
هناك مكانٌ لكِ في السيارة (ماما) يمكنكِ أن تأتي معنا

Denizin ötesinde başka bir yer var.
هناك مكانٌ آخرُ على طرف البحر

Bir yer var.
"هناك مكانٌ واحد.."

Sadece motorlarda yakıt olup küresel ısınmaya katkıda bulunmakla kalmayacaktı; "Kanser sokağı" denilen bir yer var. Oraya "kanser sokağı" deniliyor çünkü petrolün petrokimya endüstrisinde plastiğe dönüştürülmesi esnasında insanlar ölüyor.
انه ليس فحسب سوف يحرق .. وسوف يتم اضافة نواتجه للاحتباس الحراري .. ولكن هناك مكانٌ يدعى " جادة السرطان " وقد سميت " جادة السرطان " لان المصانع هناك مصانع بتروكيميائية تحول النفط .. الى المواد البلاستيكة وفي هذه العملية .. يموت الناس !