| Ancak dünyada erkeklerin kadınlar kadar uzun yaşadıkları bir yer var. | TED | ولكن هناك مكان واحد في العالم يُعمر فيه الرجال مثل النساء. |
| Eğer gerçeği öğrenmek istiyorsak gidilebilecek tek bir yer var. | Open Subtitles | لو أردنا أن نكتشف الحقيقة، هناك مكان واحد نذهب إليه |
| Şu anda gidebileceği tek bir yer var: | Open Subtitles | هناك مكان واحد يستطيع الذهاب اليه الأن منزله |
| İnsanları sokabileceğiniz bir tek yer var, gerçekten önemli olan bir yer. | Open Subtitles | هناك مكان واحد فقط يمكنك لدغ البشر فيه، مكان واحد مهم جداً |
| İnsanları sokabileceğiniz bir tek yer var, gerçekten önemli olan bir yer. | Open Subtitles | هناك مكان واحد يمكنك أن تلسع فيه البشر , حيث يهم |
| Güneye doğru gittiklerine göre, kaçabilecekleri tek bir yer vardı. | Open Subtitles | ،متجهين جنوباً .كان هناك مكان واحد فقط للهروب |
| Steven ruhumu çürüttü ve kendime gelebileceğim tek bir yer var. | Open Subtitles | ستيفن ، حطم نفسيتي ، والآن هناك مكان واحد فقط أستطيع الذهب إليه |
| Tüm bu tortunun gideceği tek bir yer var. | Open Subtitles | كان هناك مكان واحد بالرغم من كل ذلك مستوطنة للذهاب |
| Gidebileceğin bir yer var. | Open Subtitles | هناك مكان واحد يُمْكِنُك أَنْ تَذْهبَ اليه |
| Ondaki de o adamlardaki gibiyse bunu kapabileceği tek bir yer var. | Open Subtitles | الآن، اذا لديها نفس الشيء كما هؤلاء الرجال هناك مكان واحد قد انعدت منه |
| Çünkü o çok akıllı bir adamdır ve Linus, adayı yakacağımızı biliyorsa gidebileceği tek bir yer var. | Open Subtitles | لأنه رجل ذكي جدا وان كان لينوس يعلم أننا سنغزى الجزيرة هناك مكان واحد يستطيع الذهاب اليه |
| Senin kadar onarılamaz şekilde hasar görmüş bebekleri koyacak tek bir yer var. | Open Subtitles | هناك مكان واحد فقط لدمية يتعذّر إصلاحها مثلك |
| Şehirde bu kadar büyük jeneratörü olan tek bir yer var. | Open Subtitles | هناك مكان واحد فقط فى المدينة لديه مولّد فى مثل هذا الحجم |
| Adada, bakmaya cüret edemeyeceği tek bir yer var. | Open Subtitles | هناك مكان واحد فقط في هذه الجزيرة لن يجرؤ على البحث به |
| Benim için, deniz ortamını harika yapan ve herşeyin ta kendisi olan bir yer var. | Open Subtitles | بالنسبة لي ، كان دائما هناك مكان واحد هو خلاصة كل ما هو رائع حول البيئة البحرية. |
| Amerika'da bunu yapabileceğiniz tek bir yer var. | Open Subtitles | هناك مكان واحد في أمريكا يمكّنك من فعل ذلك |
| Ancak gidip sağlam para kazanacağım bir yer var. | Open Subtitles | ولكن ما زال هناك مكان واحد يلاؤمني.. وسعرة جيد |
| Burada dışarısıyla bağlantı kurabileceğimiz yalnızca bir tek yer var. | Open Subtitles | هناك مكان واحد فقط هنا يمكنك الحصول الاتصال منة بالعالم الخارجى |
| Burada saygı görebileceğin tek yer var. | Open Subtitles | هناك مكان واحد هنا قد تحترمي فيه |