Bu tehlikeli bir yolculuktur. Memeli oldukları için havaya ihtiyaçları var. | Open Subtitles | إنها رحلة خطيرة، لأنهم ثدييات فإنهم يحتاجون هواءً للتنفس |
Açık havaya ihtiyaç duyunca üzüm salkımının altında dolanıyor. | Open Subtitles | عندما يحتاج هواءً نقياً، يسير تحت سقف من الأشجار الخضراء |
Beni temiz havaya ihtiyacım var hareket edecek yere. | Open Subtitles | أحتاج هواءً نقياً و مكان أتحرك به |
Bu yüzden erkek tünelin açık olan ucuna gidip, bir yudum havayı içine çekiyor. | Open Subtitles | لذا ينتقل الذكر لنهاية النفق المفتوحة ليتجرّع هواءً نقيّاً. |
Güneşin yüzüme vurduğunu hiç hissetmedim veya gerçek havayı soluyup suda yüzmedim. | Open Subtitles | و لمْ أشعر أبداً بأشعة الشمس تلامس وجهي أو تنفستُ هواءً طبيعياً أو طفوتُ في الماء |
Mike bence Brad'le aynı havayı solumayı bile hakedemez. | Open Subtitles | صديقتي , "مايك داكستر" لا يستحق أن يستنشق هواءً كهواء"براد" |
Oğlum bir süredir hasta ve temiz havaya ihtiyacı var. | Open Subtitles | ابني مريض، ويحتاج هواءً منعشاً |
Ben çıkıyorum, biraz temiz havaya ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا سأتمشى.. احتاج هواءً منعشاً |
Ve sen de bu yüzden temiz bir havayı içine çekebiliyorsun. | Open Subtitles | لهذا السبب أنت تتنفس هواءً نقياً الأن |
aynı havayı soluyacağım. | Open Subtitles | نتنفس هواءً واحداً |