"هو الحال" - Translation from Arabic to Turkish

    • olduğu
        
    • zamanki
        
    • durum
        
    • olmak
        
    • zaman ki
        
    • Bu işler
        
    • demek olduğunu
        
    Karakterler hayattan daha büyükler, tıpkı peri masallarında olduğu gibi. TED الشخصيات أكبر من الحياة، مثلما هو الحال في قصص الخيال.
    Ama bu son %1, her zaman olduğu gibi, en zorlu kısım. TED و لكن الواحد بالمئة الباقية، كما هو الحال دائما، هو الجزء الأصعب.
    Trajedide olduğu gibi, 3. perde sonunda Kahraman tereddüt eder. Open Subtitles كما هو الحال في التراجيديا بأواخر الفصل الثالث، تتردد البطلة
    Her zamanki gibi daha çok analiz için bilgi hazinem hizmetinde. Open Subtitles وكما هو الحال دوما جميع معرفتي تحت تصرفكم لمزيد من التحليل
    Ancak, bir Avrupalı ve bir Afrikalı bireye bakınca, bu durum farklı. TED كما هو الحال مع الاوروبي وبين الافريقي اذ لا بد من وجود اختلاف فيما بينهما
    Kitap bitirirken böyle olmak normaldir. Open Subtitles هكذا هو الحال دائماً حينما تقترب من إنهاء كتابك
    Her zaman ki gibi, burnu gene havalarda. Open Subtitles مع خطم له في الهواء، كما هو الحال دائما.
    Charles besin zincirinin Dünyadakiler için olduğu kadar dünya dışı yaşam için de var olan bir kuvvet olduğuna inanıyor. Open Subtitles يعتقد تشارلز أن السلسلة الغذائية هي مجرد حقيقة من أجل قوة حياة الكائنات الفضائية كما هو الحال بالنسبة الى الأرضيون.
    Bu şimdi olduğu gibi, o zaman da insanlar için iyi bir anlaşmaydı. Open Subtitles و حينها و كما هو الحال الآن, كانت هذه صفقة جيدة للبشر أيضا
    - Ama bütün kararlarında olduğu gibi.. ..önce tavsiye isteyecek. Open Subtitles لكن كما هو الحال في كل قراراته سيسعى أولاً للمشورة
    Bir hayalin var önünde bazı engeller var, hepimizin olduğu gibi. TED لديك حلم ولديك معوقات أمامك، كما هو الحال بالنسبة للجميع .
    Neyse, ofiste buna baktım, her zaman olduğu gibi rafta duruyordu, ve neden hiç açmadığımı düşündüm. TED والآن ، وكنت أبحث في هذا ، كان في مكتبي ، كما هو الحال دائما على الرف ، وكنت أفكر ، لماذا لم أقم بفتحه؟
    Kültürümde olduğu için, ergenliğe ulaşınca cinselliğe hazırlık kamplarına gitmek zorundasınız. TED كما هو الحال في ثقافتي، بمجرد وصولك إلى مرحلة البلوغ، يصبح من المفترض ذهابك لمخيمات التأهيل
    Ama diğer birçok sektörde olduğu gibi, bilgisayarlaşma her şeyi değiştirdi. TED ولكن كما هو الحال في العديد من الصناعات الأخرى، فإن الحوسبة قد غيرت كل شيء.
    Her zamanki gibi, halk tam bir salak. Open Subtitles كما هو الحال دائماً، الجمهور بوجه عام هي جميع البلهاء.
    Her zamanki gibi. Günde bir dolar, fasulye ve saman. Open Subtitles كما هو الحال دائماً دولار في اليوم لشراء فاصولياء و قش
    Her zamanki gibi olabileceği kadar iyi oldu. Open Subtitles حسناَ ، كما هو الحال دائماَ هذا أفضل ما نستطيع
    1650 ve 1750 arasında Avrupa'da durum hakikaten öyleydi. TED الذي كان في الواقع هو الحال في أوروبا بين 1650 و 1750.
    18 yaşındaydım. Sen 18 yaşında olmak nasıIdır hatırlıyor musun? Open Subtitles لم بلغ من العمر سوى 18 عاما بالطبع تتذكرين كيف هو الحال عندما يكون لديك 18 عاما
    Her zaman ki gibi biz kendi masrafımız öderiz." Open Subtitles نحن ندفع الإصلاحات الخاصة بنا، تماما كما هو الحال دائما.
    Ben de "Bu işler böyledir" dedim. Sonra kredi kartımı çıkarıp "Önce onlara böyle bir şey vermelisin" dedim. Open Subtitles أنا قلتُ, هذا هو الحال لذا أخرجت بطاقتي وقلتُ
    Şimdi inancını kaybetmenin ne demek olduğunu öğreneceksin. Kaybettiğin zaman hiçbir şeyin kalmayacak. Open Subtitles والآن سوف تعرف كيف هو الحال حينما تفقد الإيمان، و عندما تفقده، فسوف تُصبح خالي الوفاض

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more