Ben hayal edebiliyorum çünkü bu benim yaşamak istediğim dünya. | TED | باستطاعتي ذلك، لأن هذا هو العالم الذي أود العيش فيه، |
Bu tür şeyler çok sık oluyor, dışarıda çok çılgın bir dünya var. | Open Subtitles | شيئ ما مثل هذا الشيء يجعل الناس تدرك كيف هو العالم مجنون بالخارج |
Sanki birileri deneyler yapıyor ve bütün dünya onların laboratuarı. Sen de gördün. | Open Subtitles | كما وأن أحدهم يقوم بتجارب ما ، غير أنه مختبره هو العالم كله |
Ama bu klasik dünyadır, etki ve tepki | Open Subtitles | هذا هو العالم الكلاسيكي، الفعل ورد الفعل. |
Ama, Agito ve ben böyle bir dünyada yaşıyor ve bu dünyayı seviyoruz. | Open Subtitles | لكن عليك ان تدركي.. بأن هذا هو العالم الوحيد الذي نعرفه أنا وأجيتو ولذلك فأننا نحبه بشدة |
Burası senin dünyan, Ham. | Open Subtitles | هذا هو العالم الذي تعيشون فيه، ولحم الخنزير. |
Öyle bir dünyadayız ki. | Open Subtitles | هذا هو العالم الذي نعيش فيه |
Bilmiyormuş gibi davranırsam dünyanın nasıl olduğunu öğrenemeyeceğim. | Open Subtitles | إذا تظاهرت بأني لا اعرف إذا أنا لأن أعرف كيف هو العالم الخاص بك |
- Sefil dünyanın durumu bu. - Olmak zorunda değil. | Open Subtitles | ـ هكذا هو العالم, دائما بائس ـ يمكنه ألا يكون كذلك |
Yoksa kafanda tüm dünya renkler, şekiller ve rastgele seslerden mi ibaret? | Open Subtitles | أو هو العالم بأسره مجرد ألوان والاشكال العرضية والضجيج الذي في رأسك؟ |
Unutma, önemli olanın yalnızca bu dünya olduğunu söyleyen sendin ve haklıydın da. | Open Subtitles | تذكر، أنت من قال أن هذا هو العالم الوحيد الذي يهم وكنت مُحق |
Bu bilinmeyen dünya. Ve bugün okyanuslarımızda olanların yanlızca yüzde 3'ünü keşfedebildik. | TED | هذا هو العالم المجهول. و اليوم إستكشفنا 3 في المئة فقط مما يوجد في المحيطات |
Benim bakışıma göre, bu fakir insanların ruhlarını kurtarabilmeniz için dünya bu tarzda olmalı. | TED | في وجهة نظري، هذا هو العالم الذي يمكنه ان يخلص ارواح الفقراء. |
Mutlu ve sağlıklı bir şekilde yaşayan insanlar-- bu benim hayal ettiğim dünya. | TED | يعيش الناس سعداء وأصحاء ــ هذا هو العالم الذي أتخيله. |
Keza bu dünya, kardeşimin de yaşamak istediği dünya. | TED | وهذا هو العالم الذي يود أخي العيش فيه كذلك. |
Sadece bilgilenir ve basit bir kaç alışkanlığı değiştirebilirseniz, bu dünya, hepimizin yaşayabileceği dünya olur. | TED | وإذا أصبحت أكثر إدراكًا قليلًا وبدأت بتغيير بعض العادات البسيطة، فسيكون هذا هو العالم الذي نعيش فيه جميعا. |
Ama her şeyden evvel, hakiki bir demokrasiyi hayal edebileceğimiz bir dünya bu. | TED | ولكن قبل كل شيء، هو العالم الذي يمكننا فيه تخيل الديمقراطية الحقيقية. |
Ama bu var olacak bir dünya ve daha iyi bir dünya olacak. | TED | ولكن هذا هو العالم الذي سيصبح ، و سوف يكون عالما أفضل. |
Bu doğduğu dünya olabilir ama kesinlikle yaşamayı seçtiği dünyadır. | Open Subtitles | ، قد يكون ذلك هو العالم الذي وُلدت به ، لكن الأمر الأكثر أهمية هو أنه العالم الذي اختارت أن تعيش فيه |
Bu, bütün sağduyulara aykırı bir dünyadır. | Open Subtitles | هذا هو العالم حيث، ضدّ كُلّ منطق، |
Bir gün böyle bir dünyada yaşamak istiyorum. | Open Subtitles | اعني، هذا هو العالم الذي اريد ان اعيش يوماً واحداً فيه |
Böyle bir dünyada yaşadığımıza inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أُصدق إن هذا هو العالم الذي نعيش فيه |
Dünyam yok olmuş olabilir ama burası artık senin dünyan. | Open Subtitles | بلدي العالم ربما فقدت، ولكن هذا هو العالم الذي تعيشون فيه الآن. |
Yeni bir dünyadayız. | Open Subtitles | هذا هو العالم الجديد |
Haklıydın, bu kitaplarla öyle çok vakit geçirdim ki, ...gerçek dünyanın nasıl bir yer olduğunu unuttum. | Open Subtitles | لقد كنتِ مُحقّة ، أنا أعيش مع تلك الكُتب القديمة لوقت طويل لقد نسيت ما هو العالم الحقيقي |
- Sefil dünyanın durumu bu. - Olmak zorunda değil. | Open Subtitles | ـ هكذا هو العالم, دائما بائس ـ يمكنه ألا يكون كذلك |