"هو ذلك" - Translation from Arabic to Turkish

    • O da
        
    • Bu da
        
    • onun
        
    • Bu o
        
    • Öyle
        
    • - O
        
    Öğrendiğim birşey varsa O da şu; baskıya rağmen hayatta kalmak istiyorsan, Open Subtitles إذا هناك شيء واحد تَعلّمتُ، هو ذلك إذا تُريدُ النَجاة من الضغطَ،
    Kuralları çiğnemeniz gereken bir zaman varsa, O da budur. Open Subtitles إن كان يوجد وقت لخرق القواعد فهذا هو ذلك الوقت
    Bu da 50 yıllık olanı. Open Subtitles هو ذلك, اما هذا فانه عازب الخمسين من عمره
    Bu da toplam ödemeniz gereken miktar. Open Subtitles والقيمة الكلية للقرض, على عمر القرض,هو ذلك.
    Yapıştırma süslerinin animasyon kitabını yapıp, onun kafasına atalım... atalım ve patlasın? Open Subtitles هل هو ذلك الكتاب الذي يصبح رأسه أكبر وأكبر وأكبر ثُمَّ ينفجر
    Bu, o öğrenci David Bradwell, resimde bunun çalışıp çalışmayacağını merak eder gibi görünüyor. TED هذا هو ذلك التلميذ، ديفيد برادويل، الذي يظهر في هذه الصورة وهو متعجباً ما إن كان هذا الشيء سيعمل.
    Demek Öyle. Yalnız olmayacağına eminim. Open Subtitles لذا هو ذلك حَسناً، أَنا متأكّدُ أنك لَنْ تَكُونَ لوحدك.
    - O da bu geceydi. - Sabahları hep böyle asabi mi olursun? Open Subtitles واليوم هو ذلك اليوم هل دائما تستيقظين وأنت منزعجه هكذا؟
    Fakat, demek istediğim, eğer ilişkimizin bana öğrettiği tek bir şey varsa, O da aramızda çok fazla elektriğin olmadığıdır. Open Subtitles . لكن ، أنا أعنى ، أن هناك شئ واحد الذى علاقتنا علمته لنا ، هو ذلك . نحن ليس لدينا هذا التوافق مع بعضنا
    Eğer ikimizin tek bir ortak inancı varsa O da büyünün bir nedenden dolayı olduğudur. Open Subtitles إذا هناك إعتقاد واحد بأنّك وأنا ما زِلتُ عِنْدي مشتركُ، هو ذلك السحرِ يَحْدثُ لa سبب.
    Teslim alınmamış olsa, O da isterdi. Open Subtitles إذا لم بجبر على الإعتراف,لأراد هو ذلك
    Tanrı Saul'den tüm Amalekliler'i öldürmesini emretti, O da yaptı. Open Subtitles -الاله قال لشاول ان عليه ان يقتل جميع العمالقه وفعل هو ذلك
    Geriye kalan tek şey çim biçme makinemiz ama O da çalışmıyor! Open Subtitles الشيء الوحيد المُتبقي ،لنا هو ذلك الجزاز ! وإنه معطوبٌ تمامًا
    Bu da beni dünyanın en mutlu yerine götüren adi değil mi? Özledim seni. Open Subtitles و أليس هذا هو ذلك المحارب اللعين الذي حوّل مؤخرتي إلى أسعد مكان بالكون
    Bu da iklimi değiştiren sera gazlarından bir tanesi. TED هو ذلك الغاز الدفيء الذي يفسد مناخنا.
    Dekanın kızıyla yatman nasıl beni ilgilendirmiyorsa, Bu da Öyle. Open Subtitles كما هو لا شيئ عملِي هو ذلك أنت تَنَامُ مَع بنت دين هولسي!
    Gerçekten onun ayaklarının altına şeytanı serecek biri olduğunu düşünüyor musun? Open Subtitles ‫هل تعتقدين حقاً بأنّه هو ذلك ‫الذي سيضع ‫الشيطان عند قدميكِ؟
    11 aydır bir adamla berabersem ve onun çocuğunu doğurabilmeyi düşünüyorsam, kendime şunu sorarım, "aradığım adam bu mu?" Open Subtitles و أنا أفكر أن يكون لدي طفل منه سأسال نفسي هل هذا الرجل المناسب و اذا هو ذلك سيكون مثل ماذا
    Hayır, hayır, Bu o adam. Ceketle ilgili gerçekten canımı sıkıyor. Open Subtitles كلا، هو ذلك الرجل، هو يلح علي بشأن السترة
    Bir adam vardı... ama bu, o mu bilmiyorum. Open Subtitles لقد كان هناك شخص لا أعلم أذا ما كان هو ذلك الشخص
    Efendimiz işte bu dağdır. Bu yüzden kendisine Öyle deriz. Open Subtitles إنّ اللوردَ هو ذلك الجبلِ لذا نَدْعوه الجبلَ
    Evet Öyle ama üye olmayanlar için bağış yapma zorunluluğu var. Open Subtitles بالتأكيد هو ذلك لكن لكن هناك تبرع إختياري لمن ليسوا أعضاء بأكثر من عام
    - O edemiyorsa belki başka bir şey edebiliyordur. Open Subtitles إن لم يكن يستطع هو ذلك فربما ثمة شيء آخر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more