"هو لم" - Translation from Arabic to Turkish

    • bile
        
    • etmedi
        
    • hiç
        
    • Daha
        
    • Onu
        
    • O hiçbir
        
    • Bana
        
    • Henüz
        
    • istemedi
        
    Düşündüm de, Beş Paralık onun yarısı kadarıyla bile çıkabilirdi. Open Subtitles قليلًا, هو لم يستطع الخروج مع قليلًا من ذاك الشيئ؟
    1918'de ordusunun yenildiğini asla kabul etmedi. Open Subtitles هو لم يقبل أبدّاً أن جيشه قد هُزم فى 1918
    Will Keane işte seni buldum. hiç değişmemişsin. Şeytanla anlaşman nasıl gidiyor? Open Subtitles هو لم يتغير اطلاقآ, ما الذى فعلته هل عقدت اتفاق مع الشيطان؟
    Daha önce görev başındayken sarhoş olmamıştı. Ona ihtiyacımız var, Yüzbaşı. Open Subtitles هو لم يسًكر أبدًا في العمل فيما مضى نحتاج إليه, كابتن
    Beni arkadasi yapmayacak. Beni arkadasi yapmazsa Onu nasil bulabilirim ki? Open Subtitles هو لم يجعلني صديقة كيف سوف اجده ان لم يجعلني صديقة؟
    - Sadece ona görünmüş olabilir. - Doğru. O hiçbir şey hesaplamadı. Open Subtitles استطاع عقله ان يراها مباشرة هو لم يفك اي رمز فعقله فارغ
    Hemşire, telefonunu ver Bana. - Gerçek olamaz, asla olmadı. Open Subtitles كيف يمكن أن يكون حقيقي هو لم يكن أبداً حقيقيا.
    Bir komşununkini denedim ve zil çaldı ama onunkinden ses bile çıkmadı. Open Subtitles جرّبت جرس جار له وقد قُرع، لكن جرسه هو لم يُقرع أبداً.
    Okul notlarına göre, tek bir müzik dersi bile almamış. Open Subtitles أستناداً لسجله المدرسي هو لم يأخذ دروساً في الموسيقى أبداً
    Evrendeki en mankafa yaratık Onu bir kadın olarak bile düşünmüyor. Open Subtitles اغبى رجل في العالم .هو لم يفكر بها على أنها انثى
    O yeri o inşa etmedi. Sadece kendine mal etti. Open Subtitles هو لم يبني هذا المكان هو فقط استولى عليه
    - Daha kabul etmedi ama, elbette edecek. - Neyi kabul edecek? Open Subtitles . هو لم يعترف حتى الأن لكنه سيعترف يعترف بماذا ؟
    İma bile etmedi. Direk söyledi. Open Subtitles هو لم يعطني تلميحاً حتى أخبرني بالحقيقة كاملة فحسب
    Daha önce görev başında hiç içmemişti. Ona ihtiyacımız var Kaptan. Open Subtitles هو لم يسًكر أبدًا في العمل فيما مضى نحتاج إليه, كابتن
    Eski hale döndüğümüzü düşünüyorum da hiç değişmedi ki Pete. Open Subtitles عندما أفكر بالعودة لذلك الوضع، أنا، تعلمين، هو لم يتغير.
    Ben de Büyük Balkabağı'nı bekliyorum ama hiç gelecek gibi görünmüyor. Open Subtitles لقد كنت في انتظار اليقطين الكبير و هو لم يظهر أبداً
    Ayrıca Bana savaştan döndüğünde yatağını Daha fazla ıslattığını söyledi ve kahkahalarla güldü. Open Subtitles هو لم يقل لي أنك رجعت من الحرب تبلل فراشك، وهو يضحك وقتها
    Elbette, yaralı bir egosu var, ama Onu kolladığımı biliyor. Open Subtitles بالتأكيد, هو لم يرضِ غروره لكنّه علمَ أني سأعتني به
    O hiçbir şey yapmamış. Çocuk acemi ama cesur. Open Subtitles هو لم يفعل شيئاً شاب صغير لكنه يتحلى بالشجاعه
    Bizi Henüz öğretmediği içerik ve teoriler için sınava sokuyor. Open Subtitles هو يختبرنا على المفاهيم والنظريات هو لم يعلمنا شيء لحد الآن.
    hiç bir zaman senin gösteride olmanı istemedi. Seni dışarıda bırakmak için her yolu deneyeceğine yemin etti. Open Subtitles هو لم يرغب في وجودك بالاستعراض لقد أقسم بأنه سيطردك حالما أمكنه ذلك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more