"هو يحب" - Translation from Arabic to Turkish

    • sever
        
    • severdi
        
    • hoşuna gidiyor
        
    • seviyor
        
    Babamı etkilemek istedim. Siyahı sever. Open Subtitles أردت فقط أن أثير إعجاب أبي هو يحب اللون الأسود
    Misafirlerini meşgul etmeyi sever oldukça da mantıklı. Open Subtitles هو يحب ان يحافظ على بيت الضيافة الذي لديه مليئاً
    Steve Van Buren'in hikayesini anlatmayı çok severdi. Open Subtitles تعرفين ، هو يحب اخبارى قصة ستيف فان بورين
    Kadınlar onu, o da kadınları severdi. Open Subtitles ولكن جيمي كان رجل بحق هو يحب النسـاء والنسـاء تحبه
    Parça başına 5 sent veriyorum. Çok hoşuna gidiyor Open Subtitles أعطيه 5 سنتات للقطعة الواحدة, هو يحب عمل هذا
    Senin asistan bu mala asılıyor ve bunun da hoşuna gidiyor. Open Subtitles مساعدتك تغازل هذا الأحمق، و هو يحب الأمر
    Madem Hadleyberg'deki kızı o kadar seviyor, bırak onunla zengin olsun. Open Subtitles هو يحب هذه الفتاة من هادليبرج كثيرا، دعه يحلم بالثراء معها
    Bu kadar kasvetli olma. Aziz Niklas çocukları sever. Open Subtitles هو يحب الأطفال , كل سنة يأتى من أسبانيا ومعه مركب محمله بالهدايا
    O film yapmayı sever, her şeyi ciddiye almaz. Benimse ayaklarım yere basar. Open Subtitles هو يحب كتابة الأفلام ولعب الشخصيات وأنا أهتم فقط بالعالم الواقعي
    Bir arkadaşım var, Lenny ve o çocukları sever epey zayıfladı. Open Subtitles أنا لدى هذا الصديق لينى وهو فقط هو يحب الأطفال وقد خسر 300 باوند لتوه هو حرفيا
    Kızgın halini görürsen unutma, limon şerbeti sever. Open Subtitles ‎انك لا تعرفيه جيدا ، هو يحب مشروب الليمون
    Steve Van Buren'in hikayesini anlatmayı çok severdi. Open Subtitles تعرفين ، هو يحب اخبارى قصة ستيف فان بورين
    Michael Waltrip Camden'da bulunduğu zamanlar, Palm Motel'de kalmayı severdi. "odanıza yanlışlıkla giren fahişenin, ücretini ödemeniz gerekmez" Open Subtitles عندما يكون مايكل في كامدن, هو يحب السكن في فندق بالم
    Babamın yalancı olduğunu söyleyemem ama abartmayı çok severdi. Open Subtitles لا يقول سوى الكذب هو يحب مبالغة بالاشياء
    Onu kendinden bile çok severdi. O kadına katlanmasının tek sebebi de bu. Open Subtitles هو يحب ذلك الفتى اكثر من نفسه وذلك السبب الوحيد في بقائة معها كل تلك المدة
    Sarışınlar hoşuna gidiyor. Open Subtitles هو يحب الشقراوات.
    Onlara hayır demek hoşuna gidiyor. Open Subtitles هو يحب القول لهم لا
    Duymak hoşuna gidiyor. Open Subtitles هو يحب سماعها.
    O konuda alkış kabul edemem. İlk puzzle'ım, altıncı sınıfta iken, öğretmenim dedi ki, " Hadi bakalım, el işleri ile uğraşmayı seviyor. TED لذا , أول لغز صممته في الصف السادس .. معلمي قال, لنرى هذا الفتى .. هو يحب أن يصنع أشياء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more