Gerçek şu ki disleksisi olan kişiler her şeyi herkes gibi görüyor. | TED | الحقيقة هي أنَّ المصابين بِعُسْرِ القراءة يرَون الأشياء كما يراها بقيَّة الناس. |
Sorun şu ki Köy halkı oradan korkuyor. İblis'in orada yaşadığına inanıyorlar. | Open Subtitles | المشكلة هي أنَّ سكان الوادي يخافون منه يعتقدون أنَّ الشيطان يعيش في الأعلى |
Beni bir iki sefer aradı, ama sorun şu ki, arayanın numarası görünmediğinden, yani hiç geri dönüş yapamadım. | Open Subtitles | لقد إتصلَ بي مرتين ولكنَّ المشكلةَ هي أنَّ الرقم يظهرُ محجوباً ممَّا لا يمكنني معاودةُ الإتصال به |
Ama sorun şu ki, editörün buna izin vermeyecektir. | Open Subtitles | ... المشكلة هي أنَّ رئيس التحرير لن يسمح لكِ بذلك |
Ama esas sorun şu ki menzili çok dardır. 2-3 metre kadar. | Open Subtitles | لكن المشكلة الحقيقية هي ...أنَّ مجالها محدود جداً فقط 9 أو 10 أقدام |
Ve gerçek şu ki, bir çocuğa en yakın sahip olduğum şey Pouch, ve onu da yürüyüşe çıkarmayı %60 oranında unutuyorum. | Open Subtitles | والحقيقةُ هي أنَّ أقربَ شئٍ "حظيتُ به كطفلٍ هي "باوتش كما أنَّني أنسى تمشيتُها كثيراً |
Gerçek şu ki Luis terörist bir hareketin destekçisiydi. | Open Subtitles | الحقيقة هي أنَّ (لويز) كان يدعم حركة إرهابية |
Gerçek şu ki Luis terörist bir hareketin destekçisiydi. | Open Subtitles | الحقيقة هي أنَّ (لويز) كان يدعم حركة إرهابية |