"هي الطريقة" - Translation from Arabic to Turkish

    • bu şekilde
        
    • yolu budur
        
    • tek yolu
        
    • tek yol
        
    • iyi yol
        
    • yolu bu
        
    • iyi yolu
        
    • yol budur
        
    • yolu buydu
        
    • böyle
        
    • yöntemi
        
    Paraşütleri sabote etmek için ancak bu şekilde girmiş olabilir. Open Subtitles هذه هي الطريقة الوحيدة التي يستطيع بها الدخول لتخريب المظلات
    Eğer oraya gitmemi istiyorsanız, bunu bu şekilde yapmanız gerekiyor. Open Subtitles إذا كنتَ تريدني هناك فهذه هي الطريقة الوحيدة لتحقيق ذلك
    Çünkü aktif galaktik çekirdeklilerde gördüğümüz enerjikliği bastırmanın yolu budur. TED لأن تلك هي الطريقة لاخماد ظاهرة الطاقة التي نرى في نواة المجرة النشطة
    Telepatik alanı sürekli izliyoruz. Onları gözetmemizin tek yolu bu. Open Subtitles نحن نراقب الحقل التخاطري فهذه هي الطريقة الوحيدة للعناية بهم
    Öyleyse, en dip noktada, geçit giriş ya da çıkış için tek yol. Open Subtitles لذا علي اقل الحدود. بوابة ستارجيت هي الطريقة الوحيدة للدخول والخروج من هنا
    Bu, hikâye anlatma dürtümü gidermek, görüntüler ortaya çıkarmak için en iyi yol gibiydi. TED وبدا لي ان هذه هي الطريقة المثلى لكي أوفق رغبتي بإلقاء القصص مع رغبتي بصنع الصور
    Adaları görmenin en iyi yolu yatladır. Yavaş yavaş. Open Subtitles هذه هي الطريقة الوحيدة لرؤيتهم ، ببطء ، فى مركب
    Ya da çark kamyonumun tekerini temsil ediyordur ve feleğin benim için seçtiği yol budur. Open Subtitles أو أنَّ هذه العجلة تمثلُ عجلة شاحنتي وستكونُ هذه هي الطريقة التي أجني فيها ثروةً
    Eski zamanlarda bir yere gitmenin tek yolu buydu. Shh. Open Subtitles هذه هي الطريقة الوحيدة التي كانت لديك في تلك الأيام.
    Ben bir şey istemiyorum ama bu iş böyle yapıImaz. Open Subtitles بالطبع لا اريد ذلك ، لكن ليست هذه هي الطريقة
    Bunun doğru bir kavga yöntemi mi bilmiyorum. TED لذا، لا أعرف لو كانت هذه هي الطريقة الصحيحة للقتال.
    Muazzam bir yıldızın bu şekilde öldüğünü doğru bir biçimde tahmin etti. Open Subtitles خمَّنَ بشكلٍ صحيح بأن هذه هي الطريقة التي يموتُ بها نجمٌ ضخم.
    Ama işte bu şekilde çalışır. TED ولكن ها هي الطريقة التي تعمل بها النفعية.
    Bu odadaki çoğu kimse de muhtemelen bu şekilde düşünüyor. TED وربما بالنسبة لمعظم الناس في هذه القاعة ، هذه هي الطريقة التي يرون الإيدز بها
    Tüm saygımla efendim, bunu başarabilmenin tek yolu budur. Open Subtitles هذه هي الطريقة الوحيدة التي يمكن أن نتم الأمر بها مع احترامي لكم
    -Öyle olmalısın, erkeklerle başa çıkabilmenin tek yolu budur. Open Subtitles عليك أن تكون. وهذه هي الطريقة الوحيدة للتعامل مع الرجل.
    Ama şu anda bu şeyi durdurmanın tek yolu oğlumu geri almak olabilir. Open Subtitles ولكن الآن ربما تكون هذه هي الطريقة الوحيدة لأعكس هذا الشيء وأستعيد إبني
    Dışarıya çıkıp savaşmaya hazırlar çünkü bunun islam'ı övmek için tek yol olduğuna başarı ile ikna edilmiş haldeler. TED إنهم جاهزون للذهاب والقتال لأنه تم إخبارهم أن هذه هي الطريقة الفعّالة والوحيدة لتمجيد الإسلام.
    Futbolun gizlice Capoeira çalışmak için en iyi yol olduğunu ve bu sayede tutuklanmayacaklarını anladılar... Open Subtitles لقد رأوا ان كرة القدم هي الطريقة المثلى للتدرب على الجينجا دون التعرض للاعتقال
    Dim Sum için işleri büyütmenin berbat bir yolu bu. Open Subtitles تلك هي الطريقة اللعينة لكي تديروا اعمالكم من اجل الزعيم
    Bunu tutmanın en iyi yolu çift düğüm atmaktır. Open Subtitles عقدة مزدوجة هي الطريقة الوحيدة لجعله ثابتا
    Tek adil yol budur. Open Subtitles هذه هي الطريقة الوحيدة العادلة
    Onu durdurmanın tek yolu buydu. Open Subtitles كانت هذه هي الطريقة الوحيدة لمساعدته على التوقف.
    Çünkü eve parayı böyle getiriyordum. TED لأن تلك هي الطريقة التي أجني بها المال من المنزل.
    Çünkü beyler, Amerikan yöntemi budur. Open Subtitles لأن تلك ايها السادة هي الطريقة الأمريكية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more