"هي ليس" - Translation from Arabic to Turkish

    • değil
        
    • yok
        
    • değildir
        
    - Bu eteklikle erkekleri baştan çıkartırsın. - Hayır, seksi değil. Hayır. Open Subtitles بمثل هذه التنورةيمكنك أغواء كثير من الرجال كلا هي ليس مثيرة لا
    O gitmek zorunda değil. Kimse onun adını duymadı bile. Open Subtitles هي ليس عليها الذهاب لم يسمع بها احد من قبل
    Ama anlamak zorundasın. Tek isteğim on beş bin dolar değil. Open Subtitles ولكن يجب أن تفهمي 15 ألف هي ليس كل ما اريده
    Baba, benim dışımda ona göz kulak olacak kimse yok. Open Subtitles أبتِ، هي ليس لديها أحد آخر ليهتم بها ما عداي
    Yemin ederim ki kim olduğunu bilmiyorum. Hiçbir fikrim yok. Open Subtitles أقسم لكم، لا أعرف من هي ليس لديَّ أدنى فكرة
    Burdaki konuşmamın amacı buradaki insanları ikna etmek değildir xenophilianızı benimsetmektir. TED الهدف من محادثتي هذه هي ليس إقناع الأشخاص في هذه القاعة أن تتقبلوا حب الغرباء الذي بدواخلكم.
    Size tek bir mesajım varsa, o da şu: Ölümlere sebep olan şiddet bir zorunluluk değil, şehirlerimizi daha güvenli hale getirebiliriz. TED لو كان عندي رسالة واحدة لكم، هي: ليس هناك أمر محسوم فيما يخص العنف ويمكننا أن نجعل مدننا أكثر أمانًا.
    Bu balık hakkında değil, kirlilik hakkında değil iklim değişikliği hakkında da değil. TED هي ليس عن السمك وليس عن التلوث وليس عن تغير المناخ
    Gerçek cesaret bir genci düelloda öldürmek değil bir kadının gözlerinin içine bakıp ona hislerini söyleyebilmektir. Open Subtitles الشجاعة الحقيقية هي ليس أن تقوم بقتل شاب في مبارزة أتحداك أن تنظر بعيني امرأة وتقول لها مشاعرك
    Mesele, arabanın yanında nasıl durduğun değil... onu nasıl yarıştırdığındır. Open Subtitles ومن ضمن الأشياء التي يعرفها هي ليس من المهم أن تقف بجوار سيارتك
    Kendime yapacağım en büyük iyilik, bedenime yaptığım değil zihnime yaptığım olacaktır. Open Subtitles الطريقة الوحيدة لأكون عظيماً بالنسبة لنفسي هي ليس ما أفعله لجسدي.. و لكن ما أفعله لعقلي.
    Evet, burada değil.Aşağıda yemek yedik ve 15 dakika önce ayrıldı. Open Subtitles هي ليس هنا. لقد تناولنا العشاء بالأسفل، لكنها ذهبت منذ 15 دقيقة
    Ama aslında, yalnız olmak çok da kötü değil. Open Subtitles ولكن الحقيقة هي ليس من السيء جداً أن تكون وحيداً
    Sanırım senin yaşlarında ve hiç evlenmemiş yani umutsuz değil ve hünerli bir salon dansçısı. Open Subtitles , أظن أنه في نفس سنكِ و لم يتزوج و هي ليس مضجر و هو راقص قاعات ممتاز
    Çünkü sizin de belirttiğiniz gibi açıkça konuşmak gerekirse tamamen yasal değil. Open Subtitles لأنّها كما تقولين بالمعنى الدقيق للكلمة، هي ليس قانونيّة تماماً.
    Yalnızlık çekiyor ve hiç arkadaşı yok. Open Subtitles انها وحيدة و هي ليس لديها اصدقاء في العالم
    Geçen sefer... - Xander, pek seçeneğimiz yok. Open Subtitles المرة الماضية هي ليس لدينا الكثير من الخيارات
    Sorun şu ki elimizde Latnok'a girebilecek başka kimse yok. Open Subtitles المشكلة هي ليس لدينا أي شخص آخر لديه عذر للتواجد في اللاتنوك
    Hep söylemişimdir, şoförlük bir meslek değildir. Open Subtitles لطالما قلت بأن يصبح المرء سائق سيارة هي ليس مجرد وظيفة
    Eureka'da bir ağaç devrildi mi, olay basit bir ağaç devrilmesi değildir. Open Subtitles هنا، اذا شجرة سقطت في الغابة هي ليس فقط الشجرة
    Gerçek cesaret, düelloda bir aptalı öldürmek demek değildir. Open Subtitles الشجاعة الحقيقية هي ليس أن تقوم بقتل شاب في مبارزة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more