"وأحد" - Translation from Arabic to Turkish

    • biri
        
    • birisi
        
    • birinin
        
    • bunun
        
    • birini
        
    • ve bir
        
    • en
        
    • biriydi
        
    Üçüncüsü: Her evde farklı bir hayvan var. Bunlardan biri balık. TED ثالثاً: كل منزل يحتوي على حيوان مختلف، وأحد الحيوانات هو السمكة.
    benim ailemden öğrendiğim şeylerden biri size küçük bir anekdot vereceğim özelliklede babamdan TED وأحد الاشياء التي تعلمتها من والداي, وسوف اخبركم بحكاية صغيرة, خاصة من أبي.
    çalışmasına bakabilirsiniz. Çözmeye çalışıyor olduğumuz şeylerden birisi de hücreleri nasıl yeniden düzenleyeceğimiz. TED وأحد الأشياء التي كنا نقوم بها هو محاولة اكتشاف كيف نعيد برمجة الخلايا.
    Ama bir bomba var, ve yolcuların birinin kontrolünde. Open Subtitles لكن يوجد قنبلة على الطائرة وأحد المسافرين يتحكم بها
    bunun bir diğer yönü de, çok farklı Kağıtfüj'ler yapmış olmamız. TED وأحد الجوانب هنا هو أننا نبني أنواعًا عديدة من الطارد الورقي.
    en iyi giyinen üstün bir sanatçıyı, ve dünyanın en iyi kişilerinden birini sunuyorum. Open Subtitles المَلْبُوس أفضل , المؤدّي الدائر، وأحد الرجالِ الألطفِ في كُلّ العالم.
    ve bir aktivist de Batılı bir şirketle imzalanmış bir anlaşma buldu, Mısır güvenlik güçlerine dinleme teknolojilerinin satış anlaşması. TED وأحد الناشطين للحقيقة وجد عقداً من شركة غربية لتزويد قوات الأمن المصرية بتقنيات التجسس.
    Krizin bu artan gücünün en çarpıcı örneklerinden biri, 1929'daki Büyük İflas'tır. TED وأحد الأمثلة المذهلة على القوى التطويرية للأزمات هو الانهيار الكبير في عام 1929.
    Röntgen çekilmeye gidiyorum, biri cüzdanımı çalıyor. Bu mu hizmet anlayışı? Open Subtitles ذهبت لإجراء الآشعة السينية، وأحد ما أخذ محفظتي، أهذه هي العملية؟
    Bu hastanedeki doktorlardan biri hastaneye kaldırılmadan acil ameliyatla çocuğun hayatını kurtardı. Open Subtitles وأحد أطباء هذا المشفى أنقذ حياته بجراحة مستعجلة قبل أن يدخل للمشفى
    Ama bazı şeyler değişiyor, bunun nedenlerinden biri dijital yerliler, ya da gen-Y'ler. TED لكن الاشياء تتغير، وأحد الأسباب هو السكان الرقميين أوالجيل واي.
    bunun nedenlerinden biri, Shaker inanç sisteminin cinsel ilişkiyi yasaklamasıdır. TED وأحد أسباب فناء المذهب.. هو أن يمتنع الفرد عن ممارسة الجنس.
    Bazı insanlar alternatifler hakkında düşünüyor ve düşüncelerinden birisi ise doğrudan demokrasi fikri. TED بعض الناس كانت تفكر ببدائل بالفعل، وأحد أفضل المقترحات هو مبدأ الديمقراطيّة المباشرة.
    Bu multikültürlü Britanya ve onun hatalı pusulalarından birisi bizim çocuklarımızın sınıflarında. Open Subtitles هذه هي بريطانيا متعددة الثقافات، وأحد خطوط صَدْعِها.. يقطع داخل صفوف أبنائنا.
    Bu ülkelerde sağlık sistemlerini araştırıyorum. Ve buradaki en büyük eksiklerden birisi TED درست نظم الصحة في تلك الدول. وأحد أكبر الفجوات في العناية,
    Patronumla arkadaşlarımızdan birinin arasını yapmayacağım. Open Subtitles لن أقوم بالتوفيق بين مديرتي وأحد صديقاتنا
    Patronumla arkadaşlarımızdan birinin arasını yapmayacağım. Open Subtitles لن أقوم بالتوفيق بين مديرتي وأحد صديقاتنا
    Hatta biri kendinizi tamamen engelliyor olmanız ve Bay Deutsch'un parasının üçte birini boşa harcadığı. Open Subtitles انا مدرك كل شئ وأحد هذه الأشياء انك تنغلق على نفسك تماما وشئ أخر ان من الواضح ان مستر دويتش ضيع ثلث ماله
    en iyi giyinen üstün bir sanatçıyı, ve dünyanın en iyi kişilerinden birini sunuyorum. Open Subtitles المَلْبُوس أفضل , المؤدّي الدائر، وأحد الرجالِ الألطفِ في كُلّ العالم.
    Eşimle iki küçük çocuğumuz var ve bir biyomühendis olarak bir umudum hayatı onlar için bizimkinden daha güzel bir hâle getirmek. TED أوتعلمون؟ أنا وزوجتي لدينا طفلين، وأحد آمالي كمهندس حيوي هو أن أصنع لهم حياة افضل من الحياة الحالية التي نعيشها نحن.
    Bu büyük, katıksız bir banliyö can çekişmesiydi ve kendi kendiyle dalga geçilmesine katkıda bulunan sebeplerden biriydi. TED وهذا هو عذاب غير مبرر للضواحي، وأحد الأسباب أنه يفسح المجال للسخرية.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more