Bence birkaç yıl içinde, insanlar pilotsuz, elektrikli bir VTOL hava taksisine binmek konusunda kendilerini oldukça rahat hissedecekler. | TED | وأعتقد أنه في غضون بضع سنوات، سيكون الناس مرتاحين جداً بالترحل في تاكسي جوي كهربائي وذاتي القيادة مثل فيتول. |
Bence eğer bir şeyi görebiliyorsanız, o olabilirsiniz, değil mi? | TED | وأعتقد أنه إذا جعلت الآخرين قدوتك، يمكنك أن تكون مثلهم، |
Bence bunun sebebi... ...bu çeşit ekmeğin... ...gerçekten de güvenilir olduğunu düşünmemizden dolayı. | TED | وأعتقد أنه بسبب أنّنا نعتقد أنّ هذا النوع من الخبز يرمز إلى الأصالة. |
Bizim için çay gibi birşey yok, Ve sanırım burada istenmiyoruz. | Open Subtitles | لا يوجد لدينا أدوات الشاي وأعتقد أنه غير مّرحب بنا هنا |
Ben bir telsiz operatörüyüm Ve sanırım bir soygun gerçekleşmek üzere. | Open Subtitles | نعم أنا ُمشغل الراديو , وأعتقد أنه هناك عملية سطو تنفذ |
Dinleyin, bunu çok düşündüm ve gerçekten harika olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أسمعوا. كنت أفكر بشأن التسجيل وأعتقد أنه سيكون حقاً رائعاً. |
Bence bu iş bitene kadar sen de unutmalısın onu. | Open Subtitles | وأعتقد أنه حتى ينتهى هذا الامر فيجب عليك نسيانها أيضا. |
Evet, severim. Tamam, yakında bir gösteri yapacağım, Bence sen de gelmelisin. | Open Subtitles | حسنا ، سأقدم عرض قريبا وأعتقد أنه يجب عليكِ أن تأتي إليه |
Ve o yeri kutsal tutmaya çalışmak Bence çok önemlidir. | Open Subtitles | وأعتقد أنه أمر بالغ الأهمية أن تبقي ذلك المكان مقدّساً |
Fakat değiştim ve Bence şunu diyebilirsin ki her şey çok başarılı oldu. | Open Subtitles | ولكن تجاهلت الأمر وأعتقد أنه بامكانك القول بأن كل شيء مضى بشكل جيد |
Hayatımın yeni bir evresine giriyorum ve Bence en iyisi bunu yalnızken yapmak. | Open Subtitles | أنا أدخل فصلا جديدا في حياتي وأعتقد أنه من الأفضل أن أفعله وحيدا |
Bir kaptanlık sınavı yaklaşıyor ve Bence o sınava girmelisin. | Open Subtitles | هناك إمتحان للملازمين عما قريب. وأعتقد أنه يجب ان تأخذه. |
Birimizin yolunu değiştirmesi gerek ve Bence bu sen olmalısın. | Open Subtitles | على أحدنا تغير طرقنا وأعتقد أنه يجدر أن يكون أنت |
Ve Bence, eğer tüm bu filtreleri bir araya alırsanız, tüm bu algoritmaları alırsanız, Benim dediğim filtre baloncuğu elde derseniz. | TED | وأعتقد أنه إن أخذت كل هذه المرشحات معا، وأخذت كل هذه الخوارزميات، تحصل على ما أسميه فقاعة الترشيح. |
Bence, patronlarımızı, çalışanlarına karşı sorumlu tutmak için elimizden ne geliyorsa yapmalıyız. | TED | وأعتقد أنه يجب أن نجعل مديرينا ورؤسائنا مٌلتزمون تجاه مرؤوسيهم بأي صورة ممكنة |
Dünya'yı bir araya getirmeye yardım ediyor, ve Bence bu balık kesinlikle geleceğin balığıdır. | TED | اذا كان يساعد على توحيد العالم، وأعتقد أنه بالتأكيد الأسماك في المستقبل. |
Ve sanırım ona yalnız olmadığını hissettirmek için onunla ilgileniyordu. | Open Subtitles | وأعتقد أنه أراد التواصل معها. لكي تعرف أنها ليست وحيدة. |
Onları mahsur eden senin sorunun Ve sanırım olmalarından korktuğun yerlerde mahsur kalıyorlar. | Open Subtitles | إنه اضطرابك الذي احتجزهم وأعتقد أنه يحتجزهم في أماكن أنت تخافها أشد الخوف. |
Ve sanırım, en azından bir dakika için, bunu yaptım. | TED | وأعتقد أنه لدقيقة على الأقل، نجح ذلك الأمر. |
Yani düşünüyorum da bir delikanlının binlerce hayvanın hayatının kurtulmasını sağlayacak bir ürün icat ediyor olması harika bir şey. | TED | وأعتقد أنه أروع ما حدث أن يقوم شاب باختراع منتج ينقذ حياة.. آلاف الحيوانات |
Dün internette konuştuk. Galiba ayrılmak istediğini söyledi. | Open Subtitles | لقد تحدثنا عبر الكاميرا الليلة الماضية وأعتقد أنه قال أنه يريد أن ينفصل عني |
Sanırım bu her kızın rüyasıdır. Yani Bayan Crustecean olabilmek. | Open Subtitles | وأعتقد أنه من حلم كل فتاة أن تكون مركز الإهتمام. |
Şuna inanıyorum ki, eğer insanları bundan uzaklaştırırsanız, insanları aslında başarısızlığa doğru yönlendirirsiniz. | TED | وأعتقد أنه عند دفع الناس بعيدا عن ذلك، تدفعهم نحو المزيد من الفشل. |