"وأعرف أنه" - Translation from Arabic to Turkish

    • ve biliyorum ki
        
    • ve onun
        
    • de biliyorum
        
    • olmadığını biliyorum
        
    • olduğunun farkındayım
        
    ve biliyorum ki bulabileceğin tek iş. Her hangi bir sorun yok. Open Subtitles وأعرف أنه العمل الوحيد الذى توافر لك لا خطب فى ذلك
    Mike geçen gece harika zaman geçirmiş ve biliyorum ki tekrar yapmak istiyor. Open Subtitles كان مايك وقتا طيبا حقا ليلة أخرى، وأعرف أنه أحب للقيام بذلك مرة أخرى،
    Değinmek isteğim ikinci nokta, ve biliyorum ki böyle bir topluluğa konuşmama gerek yok böyle bir şey hakkında. fakat güç sadece dikey olarak yer değiştirmiyor aynı zamanda yatay olarak da yer değiştiriyor TED نقطتي الثانية هي، وأعرف أنه ليس علي الحديث لجمهور كهذا بخصوص هذا الأمر، لكن السلطة لا تتحول فقط عموديا، إنها تتحول أفقيا كذلك.
    Filmin konusunu biliyorum ve onun da filmdeki en tatlı şey olduğunun farkındayım. Open Subtitles أعرف أحداث الفيلم وأعرف أنه كان أوسم رجل قد تراه
    Hapishaneden kaçtığını, Garza'yı öldürdüğünü biliyorum, ve onun hangi cehennemde olduğunu bildiğini de biliyorum. Open Subtitles أعرف أنه هرب من السجن, وأعرف أنه قتل غارزا, وأعرف أنك تعرف بمكانه.
    Hayatını elinden aldım. Beni affetmenin mümkün olmadığını biliyorum. Open Subtitles يقتلكِ ، وأعرف أنه من المحال أن تسامحيني ولا يحق لي حتي أن أطلب منكِ هذا
    Lorazepam uyutucu yatıştırıcı bir ilaç, ve biliyorum ki aşırı dozu keskin bir hafıza kaybı yapıyor. Open Subtitles ولا أنا لورازيبام " مهديء تنويمي " وأعرف أنه بجرعة عالية
    ve biliyorum ki hepimiz değişim programına katılamayız, ve ben herkesi seyahate zorlayamam. Zaten, Chris ve Amy ile bununla ilgili konuştum ve onlar burda bir problem var, özgür iradeli insanları zorlayamazsın, ve ben buna tamamen katılıyorum. TED وأعرف أنه لا يمكننا تنفيذ كل برامج التبادل، ولا أستطيع إجبار الجميع على السفر والتنقل. لقد تحدثت بالفعل حول ذلك مع كريس وآمي، وقد قالوا أن هناك مشكلة حول هذا. لا يمكنك إجبار الناس على الإرادة الحُرة، وأنا أدعم ذلك كلياً.
    Ama şimdi biliyorum ki bu Teal'c, Sha'uri'yi seçenden çok farklı... ve biliyorum ki karımı geri alabilmem için yapabileceği birşeyler olsaydı,... bu Teal'c bunu seve seve yapardı. Open Subtitles لكن أعرف الان أنه مختلف عن تيلك الذي إختار "شاراي" وأعرف أنه لو هناك طريقة لمساعدتي لأستعيد زوجتي تيلك هذا سيقوم بها بسرور
    Arkadaşım Gizemli Katil olmakla itham ediliyor ve onun öldürmediğinden eminim. Open Subtitles صديقي متهم بأنه "الخانق المعتم"... وأعرف أنه ليس الفاعل...
    Sana geldiğini de biliyorum, Mo. Çünkü gidecek başka kimsesi yoktu. Open Subtitles وأعرف أنه جاء لرؤيتك لأنه لا أحد يذهب له
    Onun beni sevdiğini de biliyorum. Open Subtitles وأعرف أنه يحبني
    Bu stresli zamanda duyuru yapmamın yardımcı olmadığını biliyorum. Open Subtitles وأعرف أنه خلال هذه الفترة العصيبة، صراخي من خلال السماعات ، لا يساعد. ولهذا السبب ، في، الأيام الثلاثة المقبلة
    Ve bana yardım etmek için bir nedenin olmadığını biliyorum ama gerçekten yardım edeceğini umuyorum. Open Subtitles وأعرف أنه لا يوجد سبب كي تساعدني، ولكني آمُل حقًا أن تُساعدني.
    Bunca zamandır işime taş koyanın onun olduğunun farkındayım. Open Subtitles وأعرف أنه الرجل الذي بلّغ عن الشحنة وهو من وضعني بهذه الفوضى.
    Lana, ben mükemmel biri değilim, ve benimle yaşamanın ne kadar zor olduğunun farkındayım. Open Subtitles لانا، لست مثالياً في أي شيء وأعرف أنه من الصعب العيش ...معي، خصوصا عندما

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more