Uykunun karmaşık olduğunu Ve yaşamınızın 32 yılını kapladığını söyledik. | TED | قلنا بأن النوم معقد وأنه يستغرق 32 سنة من حياتنا. |
Bu iyi bir şey değil Ve verimsiz yanmadan kaynaklanıyor, yanmanın kendisinden değil. | TED | إنه ليس شئ جيد، وأنه من الإحتراق غير الفعال، وليس من الإحتراق نفسه. |
Onlara tepelerde ihtiyacı olduğunu söyledi Ve sonra hepsini öldürdü. | Open Subtitles | قال لنا أنه وجد رجالنا في التلال وأنه قتلهم كلهم |
En başından beri, doğduğun günden beri, senin beyninin derinliklerinde bu cinayeti işlemeni mümkün kılan bir şey olmalı. | Open Subtitles | ولا يمكنك جعلهم هكذا. لا بد وأنه كان هناك شيىء مُنذ البداية فى أعماق نفسك. والذى دَفعك لفعل هذا. |
Bir bilgisayarın yakınında bile olsa, uzak bir yere bilgi gönderebiliyor. | Open Subtitles | يبدوا وأنه يحتاج ليكون بمنطقه مجاوره للكمبيوتر, ويرسل المعلومات عن بعد. |
Eğer Lord Vorborton ondan sıkıldıysa bu ayrı bir şeydir Ve çok yazık. | Open Subtitles | إذا الرب اربورتون ببساطة تعب الطفل، هذا هو شيء واحد، وأنه لأمر مؤسف. |
Bir an için aslında hiçbir şey düşünmedim. Ve güzeldi. | Open Subtitles | بالنسبة لحظة عابرة ل لم يكن يفكر، وأنه شعر جيد. |
Adım Lemony Snicket Ve bu hikayeyi belgelemek gibi üzücü bir görevim var. | Open Subtitles | , أسمى هو ليمونى سنيكت . وأنه واجبى التعيس أن أكتب هذه القصة |
Bana, cüzdanı senin bulduğunu Ve ödül olarak sana 100 dolar verdiğini söyledi. | Open Subtitles | أخبرني أنك قلت أنك أنت من وجد المحفظة وأنه أعطاكِ 100 دولار مكافأة؟ |
Suçlamanın kaydımdan silineceğine dair söz verdi Ve karşılık olarak 2 kademe yükseltilecektim bu yüzden bunun gerçekleştirilmesini istiyorum. | Open Subtitles | لقد وعدت بأن يتم حذف الاتهام من ملفي، وأنه سيتم ترقيتي درجتين كتعويض، لذا أريد التأكد من إتمام هذا |
Diyelim ki Sara hayattaydı... Ve diyelim ki gerçekten onu birisine verdi. | Open Subtitles | لنقول أن سارة ما زالت حية ، وأنه بالفعل أعطاها لشخص ما |
Ve Ayrıca biz geri gelmek yoksa Elders aramak zorunda. | Open Subtitles | وأنه يجب عليكِ أن تنادي الشيوخ في حال لم نعد |
Ve, son olarak, kum havuzunda bulduğumuz kanın Elliot Stanton'a ait olduğunu. | Open Subtitles | و، في نهاية المطاف، وأنه كان الدم إليوت ستانتون وجدنا في رمل. |
Bu hala senin kalbinde Ve yeni bir sevgi biçimi olarak yeniden canlanmış. | Open Subtitles | لا يزال موجود داخل قلبك وأنه يولد من جديد على شكل حب جديد |
kira sözleşmesi iptal edilebilir Amiral Ve ablam kendilerine başka bir ev bulabilirler. | Open Subtitles | إلغاء عقد إيجار كلينج وأنه مع أختي سيدبران منزلاً آخرلهما هذا كل شئ |
O ağaç keserken ben yayıkta tereyağı yapıyordum Ve sadece aşk için yaşıyorduk. | Open Subtitles | أنا أصنع الزبدة بينما هو يكسر الأخشاب. وأنه عاش فقط من أجل الحب. |
Sizler gibi sempatik insanlar onunla çalıştığı için, muhteşem biri olmalı. | Open Subtitles | لا بد وأنه شخص رائع أعني لأنه محاط بأشخاص لطفاء مثلكم |
Tek bir çadır bile olsa, orada bir sığınağı olmalı. | Open Subtitles | لابد وأنه يقطن بمنشأة هناك حتى ولو كانت مجرد خيمة |
Dediğine göre, onu küçük düşürmüşüm işyerinde, kilisede görünmekten utanıyormuş. Al bakalım. | Open Subtitles | يقول بأني أهنته وأنه محرج من رؤية الناس له في العمل والكنيسة |
Komutanının seni reddetmesi için zırdeli olması lazım. | Open Subtitles | إن ضابط الخفر المسؤول عنك لابد وأنه أبلهٌ عربيد ليرفض طلبك. |
Çocukları olduğu gerçeği kafasına dank ettiğinde sorumluluk alması gerektiğini anladı. | Open Subtitles | عرف أن لديه أطفال، وأنه لا بد أن يكون مسؤولاً تجاههم |
Yani Vali haklı çıkmıştı. Ama gün içerisinde, şehirden bir adam geldi Onun yanıldığını söyledi bu yüzden adamı vurdular. | Open Subtitles | فشعر العمدة أنه على حق، ولكن بالنهار جاء رجل من المدينة وقال للعمدة أنه مخطيء وأنه قد يُقتل على فعلته |