Ve etrafta dolaşıp insanlara alışveriş yapmalarını söylemek tehlikeli. | Open Subtitles | وإخبار الناس بالذهاب للتسوق هو أمر خطير. |
Dışarıda yemek yemek ve insanlara iğrenç olduklarını söylemek. | Open Subtitles | الأكل في الخارج، وإخبار الناس أنهم مقززين |
Savunmamızı arttırıp insanlara kaçmalarını söyleriz. Ya da başka bir şey. | Open Subtitles | وسنتمكن من تعزيز دفاعتنا وإخبار الناس بالفرار، أو أي شيئ |
Okullarımızda, insanlara anca nerede çubuk sosis bulabileceklerini öğretiyorlar. | Open Subtitles | في مدارسنا وإخبار الناس أين عليهم أن يضعوا أعضائهم الذكورية |
O zaman tümünün temiz olduğunu söyleyebiliriz. İnsanlara bunu söylemeye başlamalıyız. | Open Subtitles | إذًا يمكننا الإفصاح عن هذا وإخبار الناس به |
İnsanlara öleceklerini söylemenin düşüncesi bile korkutucudur, veya amfizem ya da kalp krizi geçireceklerini söylemek korkutucudur, ve bu nedenle bunu düşünmek istemezler ve düşünmezler. | TED | وإخبار الناس بأنهم سوف يموتون أمر مخيف جداً بالنسبة لهم. كما أن إخبارهم بأنهم سوف يصابون بمرض إنتفاخ الرئة أو سكتة قلبية يعد مخيفاً أيضاً. لذلك هم لا يريدون التفكير في الأمر, ولن يفعلوا ذلك. |
Bak çocuk etrafta dolanıp insanlara böyle şeyler söyleyemezsin. | Open Subtitles | - اسمعي يا طفلة لا يمكنك التجول وإخبار الناس بأمور كهذه - مثل ماذا؟ |