Önce gelip de bana tedavi olmazsan ölürsün diyorsun ve beni kurtarmak istediğinden bahsediyorsun. | Open Subtitles | في البدايةِ تخبرني بانّي سأموت وإنكَ تُريدٌ إنقاذي |
Şimdi mahkemedesin öfke dolusun ve öldürmeye hazırsın. | Open Subtitles | الآن , إنك بالمحكمة، وإنكَ غاضب، وإنكَ مستعدٌ للقتل. |
Artık orası senin masan olmadığı ve cücük bırakmak için yeteri kadar havalı olmadığın için. | Open Subtitles | ذلك لأنه لم يعد مكانك، وإنكَ لستَ رائعاً لدرجة أنك تأخذ مكان رجل مثله. |
Kendime itiraf ettiğim şey; senin bana bu dava kuralları esnetmeyi gerektirdiği için gelmiş olman ve sen bana bunun neden gerektiğini hemen söyleyeceksin. | Open Subtitles | لقد إعترفتُ لنفسي أنكَ أتيتَ إلي لأن هذه القضية تحتاجُ شيئًا يُسمح به غير إعتيادي، وإنكَ ستخبرني سببُ ذلك الآن. |
Bunun ulusal güvenlikle hiçbir alakası yok, ve bunu sen de biliyorsun. | Open Subtitles | إنّ هذا ليسَ لهُ علاقةٌ بالأمن الداخلي ,وإنكَ تعرفُ ذلك. |
Biz bu büronun gördüğü en iyi iki 5'liğiz, ve bunu biliyorsunuz. | Open Subtitles | إننا أفضل خمسةِ سنواتٍ مرت على الشركة، وإنكَ تعرفُ ذلك. |
Bu saçmalık ve sen de biliyorsun ve bunu yapmana izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | ذلكَ هُراء، وإنكَ تعرفُ ذلك، وإنيّ لن أدعكَ تفعلها. |
Hırslı bir kıdemli ortak olduğundan ve sen de iki günde iki kez hata yaptığından beri. | Open Subtitles | منذ أن صار شريكًا رئيسيًا لديهِ طموح .وإنكَ فشلت مرتين بيومين |
Onlarla toplantıdan geliyoruz ve haklısın, diyor. | Open Subtitles | إنهُ يتحدثُ بشأنِ حقيقة ،أننا قد أتينا للتو من إجتماعٍ معهم .وإنكَ مُحق |
ve sen de bizi birbirimize düşürmek için burdasın, sırf parayı kaldırmak için. | Open Subtitles | وإنكَ هُنا لكي تضعنا ضد بعضنا .لكي ترفعَ السعر |
Kardeşin seni göreceği için çok heyecanlıydı ve sen onun gününü elinden aldın. | Open Subtitles | أخوك الصغير كان مُتحمس لرؤيتك .وإنكَ لمْ تمنحهُ الوقت |
Bütün güzel şeyleri, dostum seni sevdiklerini, müthiş bir sezon daha geçirdiğini ve gelecekte onlar için çok önemli olduğunu. | Open Subtitles | كل خير، يا رجل، إنهم يحبونك وإنكَ قمتَ بموسم رائع آخر... وإنك عضو مهم جداً في المستقبل. |
Sanki burada bir yarış içindeyiz ve ve sen benim olduğumdan çok fazla öndesin. | Open Subtitles | ...أشعر بأننا بسباقٍ معاً .وإنكَ بعيدٌ جداً عنّي |
Hayır ve yeni olmadığını biliyorsun. | Open Subtitles | كلّا , وإنكَ تعلم بأنه غيّرُ جديد. |
Bu doğru değil ve sen de biliyorsun. | Open Subtitles | إنّ ذلك ليسَ حقيقيًّا، وإنكَ تعرفُ ذلك. |
ve kurumsal avukat olacağım demiştin. | Open Subtitles | وإنكَ قُلتَ بأنكَ محامٍ بشركة. |
Çünkü bu bir hata olurdu, ve bunu sen de biliyorsun. | Open Subtitles | لأنها كانت لتكن غلطة، وإنكَ تعرفين ذلك. |
Sen de kontrolden çıktın çünkü ondan ayrılamıyorsun. | Open Subtitles | وإنكَ فاقدٌ السيطرة بسبب أنهُ لايُمكنك بأن تفصل نفسكَ عنه. |
Davayı dusurmek icin anlasma yapacagım,olacak olan bu sen de kagıt islerini halledeceksin. | Open Subtitles | سوفَ أقومُ بصفقةٍ لكي نترك القضية، هذا ماسأفعله، وإنكَ سترسلُ الأوراق بعدما أفعلُ ذلك. |