"وإنّه" - Translation from Arabic to Turkish

    • Ve o
        
    • Ve bu
        
    Eğer benim şüphe doğru, o hala burada Ve o hala çok canlı. Open Subtitles لو اشتباهي صحيح، فإنّه ما زال هُنا، وإنّه ما يزال على قيد الحياة.
    Kalplerin yüreğinde, o, senden ne düşündüğünü var Ve o haklı. Open Subtitles هذا ما يتوسّمه فيك من صميمه، وإنّه محقّ.
    Bayıltıcı gaz er geç odayı dolduracak Ve o da... Open Subtitles الغاز المنوّم سيملأ الغرفة قريبًا وإنّه سوف...
    Ve bu doğru olan şey. Eve gidebilir ve kendine tamamen düzelmeye başlayacağını söyleyen bir not yazabilirsin. Open Subtitles وإنّه الشيء الأنسب لفعله ، لذا تستطيع الذهاب إلى المنزل وتجهز نفسك بمقابل أن لا تكون غير قابل للإسترداد كلياً.
    O Ve bu şehrin vatandaşları içtenlikle üzüldü diye. Open Subtitles وإنّه تصرّف يندم عليه هو وأهل هذه المدينة بعمق.
    Yumurtaya bir şeyler oluyor olmalı. Ve bu onu öldürüyor. Open Subtitles لابدّ أنّ هُناك شيء يحدث مع البيضة، وإنّه يقتلها.
    Ve o çok yakınımda. Hissedebiliyorum. Open Subtitles وإنّه قريب جداً للحد الذي أشعر به.
    Ve o kıdemli bir dedektif. Open Subtitles وإنّه المُحقِّقق الأكثر خبرة
    Stefan'ın kalbini kırdığın için kendini berbat hissediyorsun Ve o dırdır kısmında da beynin kendine gelip sana ama tamamen geri alınabilir bir hata yaptığını söylüyor. Open Subtitles تشعرينه لأنّك فطرتِ فؤاد (ستيفان). وإنّه بمثابة إفاقة عقلك لينبّئك باقترافك خطأ لا مردّ له.
    Artık sadece Julian var Ve o bana ait. Open Subtitles لا يوجد الآن إلّا (جوليان)، وإنّه يخصّني.
    Ve o günden beri canımı sıkıyor. Open Subtitles {\pos(190,220)} وإنّه ساخط عليّ منذئذٍ، وعليك.
    Daha önce de gördüm onu, Lian Yu'da. Ve o güç sadece büyüden ibaret değil. Open Subtitles شهدته قبلًا في (ليان يو)، وإنّه ليس مجرّد سحر.
    Ne yazık ki, Elijah senin hedeflerinden birisi Ve o benim soyumun başı yani onu öldürürsen, ben de ölürüm. Open Subtitles للأسف (إيلايجا) أحد هدفيك وإنّه وربيب تحوُّلي ولو قتلتِه، أموت أيضًا.
    Yaptıkları için pişman Ve bu tecrübeden ders çıkardı. Open Subtitles وإنّه متأسفٌ لما فعله ولقد اتعظّ من هذه التجربة أيضاً
    Parçaları toplayan bendim Ve bu utanç vericiydi bak kaybettiği adamın ardından yas tutan bir kadına yardım etmek. Open Subtitles أنا الذي داويت جراحها، وإنّه لأمر مُذل، دعني أقول لك، مُساعدة المرأة التي تحب على الحداد على فقدان رجل آخر.
    Ve bu öğleden beridir de cehennemde. Open Subtitles وإنّه يغلي جراء ماحدث عصر هذا اليوم
    Bu onur için teşekkür ederim Ve bu büyük bir onur... fakat asıl teşekkür edilmesi gerekenler biz eve döndükten sonra bile... orada savaşmaya devam eden adamlar ve kadınlar. Open Subtitles أُقدّر هذا الشرف، وإنّه لكذلك ولكنّ الشُكر الحقيقي يذهب لأولئك الأشداء من الرجال والنساء الذين استمرّوا بالقتال لمُدّة طويلة بعدما عُدنا إلى الديار
    Aynı zamanda da Bonnie onun sayesinde sihir çalışmaya takıntılı hâle geldi Ve bu yarışma hazırlıklarını astı. Open Subtitles وإنّه كذلك من أهوَس (بوني) بممارسة السّحر حتى أنها تخلفت عن المسابقة الإعدادية
    Ve bu gerçekten çok iyi hissettiriyor, efendim. Open Subtitles وإنّه لشعورٌ جميل، سيدي
    Bu arada Jeremy ile konuştum Ve bu sene eve bir kız getirecekmiş. Open Subtitles هاتفت (جيرمي)، وإنّه سيحضر فتاة معه للبلدة هذا العام.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more