Bizler sadece elçiyiz, fakat Amerikan halkının bunu halledeceğine %100 güven ve inancımız var. | TED | ولكن نحن نقوم بدور الساعي ولدينا ثقة وإيمان مئة في المئة في الشعب الأمريكي في أن يحقق ذلك. |
Her şeye rağmen, düğüne katılan gerçek dostların dilekleri, inandıkları ve duaları çiftin mutluluğu ile cevaplanmış oldu. | Open Subtitles | بأي حال، أمنيات وإيمان وتوقعات مجموعة الأصدقاء المخلصين الصغيرة التي شهدت المراسم إستجيبت بالكامل بالزواج السعيد. |
Sadakatle, gururla hizmet ettiği bu ülkeye ve halkına da. | Open Subtitles | و للأمة و للناس الذين خدمهم بكل فخر وإيمان |
Gücünü, bünyesinde barındırdığı farklı mezheplerden ve renklerden oluşan.. ..insanlardan alıyordu. | Open Subtitles | ستستوعب قوتها أشخاصًا من كل عرق وعقيدة وإيمان |
Ancak ona direnebileceğini de biliyordum zira ahlâkın ve inancına ben bile gıpta ediyorum. | Open Subtitles | ولكنّي علمت أيضًا أنكَ ستتمكّن من مقاومتها لتحليكَ بأخلاق وإيمان كما أتمنى. |
Ancak ona direnebilecegini de biliyordum zira ahlâkin ve inancina ben bile gipta ediyorum. | Open Subtitles | ولكنّي علمت أيضًا أنكَ ستتمكّن من مقاومتها لتحليكَ بأخلاق وإيمان كما أتمنى. |
Yahudiler ve Musevilik hakkında uzunca bir konuşma yaptık. | Open Subtitles | تحدثنا لوقت طويل عن اليهود وإيمان العبريين |
Ağabeyim ve ben aslında sizlerin de ihtiyacı olan şeylerle büyüdük: sevgiyle, güçlü değerlerle ve iyi bir eğitimin yanında çok çalışmakla başarılamayacak hiçbir şeyin olmayacağı inancıyla. | TED | ولقد نشأنا أنا وأخي بكل ما نحتاجه حقاً: الحب، القيم القوية وإيمان بأن التعليم الأفضل وكل العمل الجاد، هما شيئان نستطيع فعلهما. |
Sonra bilgelik gelecek ve derin,sessiz baglilik. | Open Subtitles | ثمّ ستأتى الحكمة وإيمان صامت عميق. |
Seçkin bir istihbârat görevlisi olmak konusunda derler ki, kararlı bir akla, yaptığın işe karşı kesin bir imân duygusuna ve ümitsiz bir romantikliğe sahip olmak zorundasın. | Open Subtitles | يقولون أنه كان ضابط مخابرات استثنائى ...يجب أن يكون لديك ذهناً حاضراً وإيمان لا يتزعزع بما تفعله |
Sadakat, sürekli sıkı çalışma ve inanç. | Open Subtitles | عملتُ بتافنٍ وإخلاص .وإيمان طوال الوقت |
bu mükâleme ve inançla ilgili. | TED | بل هو تحاور، وإيمان |
Savannah'ın umudu olmalı ve her şeyin düzeleceğine inanmalı. | Open Subtitles | (سافانا) محتاجة أمل وإيمان إن الدنيا هتتضحكلها |
Sorumluluklarını cesaret ve inançla besliyorlar, çünkü savaşta acı çekmenin İsa'nın acı çekişini onurlandırmak Tanrı'nın isteğini yerine getirmek olduğunu biliyorlar. | Open Subtitles | تحمّلوا عبئهم بشجاعة وإيمان لأنهم يدركون أن معاناتهم في الحرب هي لتكريم معاناة (يسوع) على الصليب وتنفيذ لإرادة الرب. |
Cesaret ve imanla bataklıklardan ayrılmış olacağız. | Open Subtitles | بشجاعة وإيمان |
- Evet, ve inanç. | Open Subtitles | - نعم، وإيمان. |