"وابن" - Translation from Arabic to Turkish

    • oğlu
        
    • oğlum
        
    • oğlun
        
    • çocuğu
        
    • ve bir
        
    • oğlunun
        
    • kuzenin
        
    Manson 28 yaşında bir iç mimardı. Onu çok seven bir kızı ve bir oğlu olan Manson, kendini bozuk yargı sistemi yüzünden hapiste buldu. TED يبلغ مانون 28 عاماً ويعمل مهندسا للديكور، وهو أب لابنة محبوبة، وابن لكنه وجد نفسه خلف القضبان لإنتهاكه النظام القضائي.
    Thomas Jordan'ın kızı ve Johnny Iselin'in üvey oğlu. Open Subtitles ابنة توماس جوردون وابن زوجة السناتور جونى آيسلين ..
    Omega Alpha Pi'nin başkanı ve Senatör Harrison'ın oğlu. Open Subtitles انه رئيس نادي اوميغا الفا باي وابن السياتور ، هاريسون
    Gördüğünüz gibi, bir tane siyah ve bir tane beyaz oğlum var, ama ben ırk farkını görmüyorum, ikisini birbirinden ayırt edemiyorum. Open Subtitles كما ترين لدي ابن ابيض وابن اسمر لكن لا أرى أي تفرقة عنصرية لذا لا أستطيع اخبارك أيهما الأبيض من الأسود
    Bence, hâlâ gençlik dönemini yaşarken, kariyerin, evliliğin ve bir oğlun olması çok ilginç. Open Subtitles إذاً,أعتقد أنه أمر مثير للاهتمام أن يكون لديك مهنة وزواج وابن بينما ما تزالين مراهقة
    Kahrolası gemiden atladı, şuraya koştu ve orospu çocuğu adama dönüştü. Open Subtitles ابن العينة قفذ فى القارب وجرى من هناك وابن اللعينة تحول الى رجل بعد ذلك
    Senin için güzel ne de olsa. Kocası, oğlu, bebeği, sevgilisi olur onun da belki. Open Subtitles أن كل شيء سيكون على ما يرام كما يسير معك، لديك زوج وابن وطفل، وحبيب
    Bir kadın için yeni anne olmuş hamile bir genç kızı, ırakta oğlu olan bir anne o Open Subtitles بالنسبة لأمرأة رزقت حديثاً بطفل ولديها إبنة مراهقة حامل وابن في العراق أقول أنها ليست في حالة سيئة
    Nefret ettiği bir koca ve kendisinden nefret ettiğini sandığı oğlu arasında kaldı. Open Subtitles إنها عالقة بين زوج تكرهه وابن تخاله يكرهها
    Kıyımda Aaron Payton, Başkan'ın oğlu da vardı. Open Subtitles من بين المقتولين, أرون بايثون, وابن الرئيس.
    Bir yabancı... birinin kocası... birinin oğlu... benim için... kendini tehlikeye attı. Open Subtitles أحد الغرباء زوج إحداهن وابن أحدهم
    Yoo-jin ve Kang Mi-hee'nin oğlu birlikteler. Open Subtitles أ، يوجين وابن كانج مى ... . يرى كلاهما الآخر
    Ve Fowler'ın üvey oğlu orada bir öğrenci. Tatlı bir çocuk. Çileğe alerjisi var. Open Subtitles وابن زوجة فاولر طالب هناك انه طفل رائع ,"لديه حساسية من "الفراوله
    Dosyasında başka bir kızı ve oğlu olduğu yazıyor. İkisi de yetişkin. Open Subtitles . ملف القضية ذكر ان لها ابنة وابن اخرين
    Benimse bana ihtiyaç duyan bir kocam, bir oğlum ve bir sürü öğrencim var. Open Subtitles انا لدي زوج وابن يحتاجونني وفصل مليئ بالطلاب
    İşler berbat oldu ve üvey oğlum lazer ameliyatı olmak istiyor. Open Subtitles أعمالي متوقفة ، وابن زوجتي يريد القيام بعملية في عينه
    Bir eşim ve oğlum vardı ama hata yaptım ve onları terkettim.. Open Subtitles كان لي زوجة وابن ولكنني اخفقت وأخرجتهم من حياتي
    Yemin ederim ki bizden kara veba yüzünden alınan her annenin ve kızın her babanın ve oğlun öcü alınacak. Open Subtitles أقسم لكم، كل أم وابنة، أب وابن قد سلب منّا من قبل الطاعون الأسود الذي سوف يثأر.
    Eğer bir köpeğim olsaydı, ve onun çocuğu olsaydı.. ..ve onun da bir evcil hayvanı olsaydı.. Open Subtitles لو كان لدى كلبا وهذا الكلب لديه ابن وابن كلبي هذا كان لديه حيوانا أليفا
    Akıl hocasının ve oğlunun 24 saat içinde, ölmesi bir tesadüf olamaz. Open Subtitles لا يمكن أن تكون صدفة أن أستاذه وابن أستاذه كلاهما ميتان خلال 24 ساعة.
    O yüzden amcan Elroy ve kuzenin Day-Day'in yanına gitmen en iyisi. Open Subtitles لِهذا إنتقال مَع عمِّكَ ألروي وابن عمك داي داي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more