"واثقةً" - Translation from Arabic to Turkish

• emin

Canım kızım, anladığıma pek emin değilim.
يا فتاتي العزيزة، لستُ واثقةً من أنني أفهم قصدكِ.

- Ben o kadar emin değilim.
على الأقلّ ماتت في مكان سعيد. لستُ واثقةً.

Ama artık onun benimle olmak istediğinden emin değilim.
لكنّني لستُ واثقةً أنّه يريدُ أن يكون معي.

Bir yılanı şekerlemeyle beslemen gerektiğinden pek emin değilim.
لستُ واثقةً أنّكِ يجب أن تطعمي الحلويات إلى الأفعى.

Ortamın huzuru kaçmasın diye barışı mı devam ettirmeye çalışıyordun yoksa beni mi korumaya çalışıyordun emin olamadım ama seni o çiçekle ilgileniyorken görmek...
لم أكن واثقةً من غايتك في الحفاظ علي هذا السلام. وإذا كانت من أجل الحفاظ فقط علي السلام. أم أنك تحاول حمايتي،

Arka bahçesinde böyle sinsi sinsi gezebileceğimizden emin misin?
هل أنتِ واثقةً من أنّنا نستطيعُ المشيَ حول فناءهٍ هكذا؟

Kasabanın onunla evli kalacağından emin değilim.
و لكني لم أعد واثقةً لو أنّ البلدة ستبقى متزوجةً منه بعد الآن أم لا

Ne yaptığndan gerçekten emin değilim ama en azından onun etrafında değil artık.
لستُ واثقةً تماماً مما يقوم به ولكن على الأقل ليس متواجداً هنا بجوارنا بعد الآن

-Şey ben Elliot'ın dans yeteneğinden o kadar emin değilim ve kurt adamın varlığına ikna olmadım ama Shaw'un silahlarının gerçek olduğunu biliyorum.
لستُ واثقةً في قُدُرات إليوت على الرقص ولا أعتقدُ أنَّ هُناك مُستذئب، ولكنى أعرفُ أن بُندقية شو حقيقيه

Size düşüncelerimden bahsediyorum ama aslında onlardan emin de sayılmam.
أنا أُخبركَ بأفكاري التي لستُ واثقةً منها.

Kanın saldırıdan ileri geldiğine ben pek emin değilim.
أنا لست واثقةً بأن هذا من الهجوم

Seninle ilgili hiç emin olamadığım şeyden.
الشيء الذي لم أكن واثقةً منه أبداً معك.

- Tedavisi yok. - Bundan çok emin görünüyorsun.
لن يكون هنالك علاج أبداً - تبدين واثقةً جداً من ذلك -

emin olmadığın ne var?
ما هو الشيء الذي لستِ واثقةً منه؟

Yani bana ayak uydurabileceğinden emin değilim.
لستُ واثقةً.. من أنّك ستستطيع مجاراتي.

%100 emin olman gerekir.
عليكِ أن تكون واثقةً تمام الثقة

Bunun iyi bir fikir olduğundan emin değilim.
لستُ واثقةً أنّها فكرةٌ سديدة.

Harold'un bulunmak istediğinden emin değilim.
لستُ واثقةً أنّه يريد أن يُعثَر عليه.

Nasıl bu kadar emin oluyorsun?
ما الذي يجعلكِ واثقةً لهذه الدرجة ؟

Seni koruyabileceğimden pek emin değilim.
...فلستُ واثقةً من إنني يمكنني أنْ أحميك