"واقفاً" - Translation from Arabic to Turkish

• ayakta
• duruyordu
• duruyordum
• durup
• duruyor
• durmuş
• duran
• dikilip
• ayaktayım
• dikiliyorsun
• dikilmiş
• dikiliyordum
• ayağa
• önünde
• durduğum

Bir gece binlerce insan ayakta seni alkışlıyor ismini söylüyorlar.
ذات ليلة كان هناك ألف شخص واقفاً يهتفون، وينادون باسمك

Benim ayakta durmamı sağlıyor. Hareket koordinasyonunda görev alır.
وهو يبقيني واقفاً الآن. فهو المسؤول عن الحركة المتناسقة.

Ve bu garip yaratık orada duruyordu el çantası çeşit tutarak.
و كان المخلوق الغريب واقفاً هناك كان يحمل نوع من الحقائب

Bir şey gördüm. Depremleri önceden gördüm. Olanların tam ortasında duruyordum.
إنتابتي رؤية ، لقد رأيت الزلازل كنت واقفاً في منتصفها تماماً

Dışarıda durup şarkı söylediniz. - Gitsem iyi olacak.
كلاكما كان واقفاً هناك وراح يغني، ألا تتذكران؟

Öyle duruyor ve mahkeme binasının duvarına çiş yapacağını söylüyordu.
الواقع أنه أعلن وهو واقفاً أنه سيبول على بناء المحكمة

Orada durmuş bekliyordu... herhangi bişi sormadan yada merhamet beklemeksizin.
كان واقفاً هناك في انتظار لم يسأل أو يتوقع الرحمة

Bir tane karşılıksız iyilikçi ayakta kaldı, silahı tuttu ve yukarı doğrulttu, tıpkı bir İsa heykeli tutar gibi, tıpkı ayda bir delik açmakla tehdit ediyormuş gibi.
وبقي ما تبقى من عديمي المنفعة واقفاً أمسك بمسدس ووجهه الي، وكأنه يمسك باليسوع رهينة، ويهدد وكأنه سيحدث ثقباً في القمر.

ayakta bekliyordu ya da diz çöktüğünü söylesem yanlış olmaz ya da daha doğrusu korkudan şurada büzülmüştü.
كان واقفاً , أو يمكننى القول راكعاً أو بالأحرى راقداً , هنا

Tanık yemin edene kadar ayakta kalacak.
الشاهد يجب أن يظل واقفاً حتى يُؤدى القسم

Bir dükkandayken güvenlik görevlisinin bütün gün boyunca ayakta durması senin canını sıkmaz mı?
عندما تذهب إلى متجر, هل يزعجك أنهم يجعلون حارس الأمن يظل واقفاً هناك كل يوم؟

Ama tabi, partilerle ilgili problem... ..ben kafaya takmıyorum ama ayakta yemek zorundasın.
بالطبع، مشكلة الحفلات هي... أنك دائماً عليك تناول الطعام واقفاً... ولا يهمّني ذلك.

ayakta tercih ederim.
أفضل القيام بها واقفاً ليس عليكِ أن تقفي

- Emin misin? Elinde kanlı bıçakla cesetlerin önünde duruyordu. Evet oldukça eminim.
كان واقفاً فوق جثّيتيهما حاملاً خنجراً ملطّخاً بالدماء، لذا نعم، أنا متأكّدٌ تماماً

Buna sevin. Ben burada ellerim yanda duruyordum.
أعتقد أن هذا يجعلكم مسرورين حسناً، لقد كنت واقفاً في هذا المكان

Dışarıda durup şarkı söylediniz.
كلاكما كان واقفاً هناك وراح يغني، ألا تتذكران؟

Şu anda bulunduğunuz yerde duruyor ve güvenliğin ne kadar iyi olduğunu soruyordunuz. Davul gibi sıkı efendim.
كنت واقفاً حيث أنت الأن تسأل عن مدي جودة الأمن

Güvertede durmuş bana aldığı hediyeleri sallıyordu.
كان واقفاً على سطح السفينة ملوحاً بالهدايا التي أشتراها من أجلي

New York'taki Özgürlük Adası'nın ortasında duran bir insanın bir sıçrayışta Özgürlük Heykeli'nin tepesine ulaşmasına eşdeğer.
و هو ما يعادل شخصاً واقفاً في وسط جزيرة الحرية في نيويورك و بقفزة واحدة يصل إلى قمته

Orada dikilip herkese mahkûm olduğunu söyledin.
واقفاً منتصباً هناك وتقول للجميع أنك سجين

Merhabaa.Ben hala ayaktayım, Professor Van Helsing.
مرحبا بروفيسور فان هيلسينج اننى مازلت واقفاً

Ateş etsene! Ne halt etmeye dikiliyorsun? !
بدلاً من قتلهم جميعاً، لماذا ما زِلتَ واقفاً هناك؟

Lanet tanklarla gelip aileyi tarumar ettiler. O çocuk da orada öylece dikilmiş gözyaşlarını saklamaya çalışıyordu.
و ظل الطفل واقفاً هناك يحاول ان يخفى دموعه

Asağı baktım ve tüm insanların üzerinde dikiliyordum.
نظرت للأسفل، وكنت واقفاً على كل هؤلاء الناس

Toplantı sonunda, Bölüm başkanı ayağa kalktı,
في نهاية الاجتماع، رئيس الإدارة، كان واقفاً.

24 saat içinde, şimdi durduğum yerde kendimi aptal durumuna düşüreceğim
في غضون 24 ساعة ، سأكون واقفاً هنا جاعلاً من نفسي معتوهاً بالكامل