Ve her zamankinden daha çok aynı şeyi düşünüyor olmamız gerekiyor. | Open Subtitles | والان واكثر من اي وقت يجب ان نكون في نفس الصفحة |
Ama daha önemlisi, bir insanın tüm yaradılışla olan bağlantısını anlamaktır, insanın yaradılışın bir parçası olduğunu anlamaktır, gördüğümüz, duyduğumuz, hissettiğimiz herşeyin altında yatan birlik duygusunu anlamaktır. | TED | بل واكثر من هذا انه يعني ان نستوعب صلتنا مع كل الخلائق وان نستوعب اننا جزء منهم وان هنالك رابطة تجمعنا جميعا , فجميعنا نرى ونسمع ونشعر |
Bu dev bir halüsinasyon makinesinden daha fazlası olabilir. | Open Subtitles | انها من الممكن ان تكون اداة عملاقة للهلوسة واكثر من ذلك اكثر من ذلك بكثير |
Bundan daha önemlisi, çocukların beni bağışlaması için yalvarıyorum. | Open Subtitles | واكثر من ذلك اصلي للأطفال ليسامحوني يا الهي |
Evet efendim. Ve ondan başkaları da var. İndiriyorum şu an. | Open Subtitles | . اجل سيدي , واكثر من ذلك بكثير . جاري التحميل |
Ve dahası, şayet siz buraya tekrar gelirsen boynunu kıracağımı da garanti ederim. | Open Subtitles | واكثر من ذلك , اضمن انه لو اتيت الى هذا المكان مره اخرى فسوف اكسر عنقك بنفسى هذا كل ما عندى |
Twitter'da 3 milyon Instagram'da daha da fazla takipçisi var. | Open Subtitles | لديها 3 مليون متابع علي تويتر واكثر من ذلك علي انستغرام |
Bu bir tehditten daha korkutucuydu. | Open Subtitles | كانت لهجته مخيفة واكثر من كونها مجرد تهديد |
Sıkı çalıştın ama daha da iyisi akıllı çalıştın. | Open Subtitles | عملت جاهداً , واكثر من ذلك , لقد عملت بذكاء |
Kraliçenin kararı muhtemelen bana ve benim rahatsız edici politik durumuma daha az fayda sağlamasıyla ilgilidir. | Open Subtitles | قرار ملكتك لا يقدم مساعدةً إلي ولا إلى موقفي السياسي الغير مريح . واكثر من ذلك هذا يدعم موقفها. |
Şu anda gezegenin kaynaklarını tüketmek için bizi kullanıyorlar, daha fazla bilgisayar üretmek için, ya da burada TED'de dinlediğimiz diğer müthiş şeylerden üretmek için. | TED | هم يستخدموننا ليمتصوا موارد الكوكب ليصنعوا حاسبات أكثر واكثر من هذه الأشياء المدهشة التي نسمعها في تيد TED |
Belki de o yaşlı çiftin ya da aptal çocuğun hissettiğinden bile daha çok hissediyorum bu üzüntüyü. | Open Subtitles | في الغالب اشعر بالحزن اكثر من هؤلاء العشاق المسنين... واكثر من الطفل السخيف |
daha önce böyle bir sinir görmüşlerdir. | Open Subtitles | حسنا, لقد رأوا مثل هذا واكثر من قبل |
Bu gerçekten tehlikeli mi? daha da kötü. | Open Subtitles | هل هو متوحش لهذة الدرجة واكثر من ذلك |
daha da önemlisi, bir dostumu idam ettirmiş olacağım. | Open Subtitles | واكثر من ذلك ، فسأكون قد عدمتُ صديقاً |
Çok hoşlandım. Onunlayken kendimi de daha çok seviyorum. | Open Subtitles | واكثر من ذلك انا اعجب بنفسي وانا معها |
Buradaki herhangi biri kabul etmeden çok daha önce hem de. | Open Subtitles | واكثر من اي شخص اخر هنا يعترف بذلك |
Bunu kazanabilirsin ve daha da fazlasını. | Open Subtitles | يمكنك الفوز بهذه واكثر من ذلك بكثير |
İlk gelen raporlara göre en az üç ölü bir çok yaralı ya da ağır yaralı var. | Open Subtitles | التقرير المبدئي ثلاثة قتلى و واكثر من دستة مصابين. |
Tanıdığım en iyi adamlardan biridir onun da ötesinde asil biridir. | Open Subtitles | انه من بين اضل الرجال الذين عرفتهم واكثر من ذلك انه نبيل |