Ve son 200 yılı içeren politik ve sosyal tarih daha çok bu sınıfla ve yeni sorun ve imkanlarla ne yapılacağıyla ilgilenmiş. | TED | ومعظم التاريخ السياسي والاجتماعي للسنوات ال 200 الماضية ارتبطت عميقاً بهذه الفئة، وبالمشاكل والفرص الجديدة. |
Ekonomik ve sosyal cehenneme giden yolun kendi büyük buluşlarımızla kaplandığı açık değil midir? | TED | أليس واضحا أن الطريق نحو الجحيم الاقتصادي والاجتماعي مُعَبدٌ باختراعاتنا العظيمة؟ |
İslam ,hristiyanlık ,yahudilik ,hinduluk ve diğerleri kişisel ve sosyal gelişimin önündeki engellerdir. | Open Subtitles | الإسلام ,المسيحية ,اليهودية ,الهندوسية ,وغيرها توجد كحواجز للنمو الشخصي والاجتماعي. |
Bir sanatçının varoluşsal,sosyal ve politik etkisi onun bağlı olduğu ulusun kültürel kimliğinin gelişimi için çok önemli. | TED | التأثير الوجودي والاجتماعي والسياسي الذي يملكه الفنان و دوره في تنمية الهوية الثقافية لأمته مهم جدا. |
Bu bizim ahlaki, sosyal ve çevresel yükümlülüğümüz. | TED | إنه من واجبنا الاخلاقي والاجتماعي والبيئي. |
Yani ölümü hayatın kültürel ve sosyal kumaşı olarak kabul ederek, insanların sağlık ve sağlık hizmeti hakkındaki kararları etkilenecektir. | TED | لذلك من خلال وجود الموت كجزء من النسيج الثقافي والاجتماعي للحياة، القرارات اليومية للناس حول صحتهم والرعاية الصحية تتأثر . |
Bu siyasal ve sosyal baskı, onlarca sömüregecilik faaliyeti ve yanlış eğitimle birlikte yavaş yavaş bölgedeki Arap alfabesinin önemini azalttı. | TED | إن هذا القمع السياسي والاجتماعي بالذات، إلى جانب عقود من الاستعمار ورداءة التعليم هو ما أدى إلى الانتقاص تدريجيًا من أهمية الأبجدية العربية في المنطقة. |
Ama aslında bizler, politik ve sosyal sahnenin aktif oyuncularıyız Tamar. | Open Subtitles | المشهد السياسي والاجتماعي, تامار |
Dedim ki "Bu insan, senin çıkarlarını kollayan ya da senin kağıdını odada taşıyan bu kişi senin için değerli politik ve sosyal kapitalini harcıyor, bu kişi senin için masaya yumruğunu vuracak, bu bir destekçidir. | TED | قلت: "اوه، هذا الشخص الذي حاز على اهتمامك، أو كما أحب أن أقول، يحمل أوراقك إلى الغرفة، هذا الشخص الذي ينفق رأس ماله السياسي والاجتماعي عليك، هذا هو الشخص الذي سيقلب الطاولة نيابة عنك، هذا هو الراعي. |
Amerikan Kalp Derneği hâlâ duygusal stresi kalp hastalığı için düzeltilebilir, önemli bir risk faktörü olarak listelemiyor, kısmen sebebi belki de kan kolesterolünü düşürmenin duygusal ve sosyal rahatsızlığı azaltmaktan çok daha kolay olması. | TED | فما تزال الجمعية الأمريكية للقلب لا تدرج الإجهاد العاطفي كعامل خطر رئيسي قابل للتعديل بالنسبة لأمراض القلب، على الأرجح جزئياً لأنه من السهل خفض معدل الكوليسترول بالدم بدلاً من الانهيار العاطفي والاجتماعي. |
Moral ve sosyal açıdan, | Open Subtitles | الأخلاقي والاجتماعي |
Bu onuru kazanana burada Edinburgh'ta, tüm İskoçya'da ve tıp profesörleri arasında sınırsız ekonomik gelir ve sosyal statü sunacaktır. | Open Subtitles | وسوف يتم منح الفائز الختم الملكي ومكافأة نقدية سوف يمنح هذا الشرف مكانة لا حد لها (في الوضع الاقتصادي والاجتماعي في (ادنبرهـ في (اسكتلندا) ، في المجال الطبي وبالطبع على الطابع الشخصي أيضًا |
Mısır ve komşularının birçoğunda bu; siyasi, sosyal ve kültürel düşüncedeki daha geniş bir kapalılaşmanın sadece bir parçası. | TED | في مصر والعديد من جيرانها , وهذا التسكير جزء من التسكيرات الأوسع في الفكر السياسي والاجتماعي والثقافي . |
Sonra Güney Afrika'ya seyahat etmek gibi şeyler yaparak, Nelson Mandela'nın politik, sosyal ve ekonomik ortamını önceden sezme ve yönetmede zamanının çok ötesinde olduğunu anlama fırsatı buldum. | TED | وهكذا فعلت أشياء مثل السفر إلى جنوب أفريقيا، حيث أتيحت لي فرصة لفهم كيف سبق نيلسون مانديلا عصره باستباق واجتياز سياقه السياسي والاجتماعي والاقتصادي. |
UNHCR'ye göre, her dakika, 20 insan iklim değişikliği, ekonomik kriz, sosyal ve politik dengesizlik nedeniyle yerinden edilmektedir. | TED | وفقًا لمفوضية شؤون اللاجئين، ففي كل دقيقة تمر، ينزح 20 شخصًا جديدًا بسبب التغير المناخي، أو الأزمات الاقتصادية أو نتيجة لعدم الاستقرار السياسي والاجتماعي. |
Fakat yalnızca Dostoyevski'nin sürükleyici biçimde meydana gelen sosyal ve psikolojik karmaşıklıkları ele almasıyla, onun cezasının -- ve kurtarılma olasılığının -- gerçek doğasını öğreniyoruz. | TED | لكن من خلال تفسير دوستويفسكي الرائع الناتج عن الاضطراب النفسي والاجتماعي لقد عرفنا طبيعة عقابه الحقيقي وإمكانية التخلص من الخطيئة. |
Şimdilerde ilişkilerin hakiki bir temele dayandırılabilmesi için fikirleri uyuşan üç insanın sosyal ve seksüel amaçlarla altı bacaklı bir sevgi ve dostluk ahtapotu oluşturmak için bir araya gelmesi gerekiyor. | Open Subtitles | الآن النموذج الجديد من العلاقات الحقيقية الوفية يقبع في قوة ثلاثة أشخاص متشابهين في التفكير اجتمعوا لتشكيل أخطبوط الحب, الجنسيّ والاجتماعي, ذو الستة أرجل |