Hem kızlar, hem de oğullar bütün yaşamlarını annenin ailesi ile geçirir. | TED | حيث يقضي كل من الأبناء والبنات كامل حياتهم مع عائلات أمهاتهم. |
Hayatını değiştiren ne oldu biliyor musunuz? Şu oğlanlar ve kızlar Klüplerinden birine gitmek. | TED | هل تعلمون ما الذي غيّر حياته؟ لقد كان الذهاب إلى أحد النوادي للأولاد والبنات. |
Erkeklerle kızlar arasında arkadaşlık mümkün müdür? Evet ya da Hayır de. | Open Subtitles | هل الصداقة بين الأولاد والبنات ممكنة ومرغوب بها؟ |
Öyleyse, hepimiz ödevlerini yapmayan kız ve oğlanların başına neler geleceğini biliyoruz. | Open Subtitles | نعرف ما يحدث إلى الأولاد والبنات الصغار الذين لا ينجزون واجبهم المنزلي. |
-evet, elbette. Pat Bateman, Paul Allen'i ve kızları öldürüyor. | Open Subtitles | نعم حقيقي بايتمان يقتل ألين والبنات المرافقات |
Kızlarla geçen Cuma denedik ve, doğrusu, pek iyi değildi. | Open Subtitles | لقد حاولت انا والبنات الجمعة الماضية , وللأمانة ليس جيدا بالمرة |
Bir kadın şairin tanımı ile evlenecek, kademe atlayacak ve bir çok erkek ve kız çocuk doğuracaktır. | TED | في كلمات الشاعرة، هي تُزوّج، توضع في السرير وبعد ذلك تلِد المزيد من الأبناء والبنات. |
Aşırı derecede sözel bir müfredatımız olması mı küşük kızların erkeklerden daha başarılı olmasını sağlıyor? | TED | هل هو بسبب منهج لفظي زائد عن الحد ، والبنات الصغيرات أفضل فيها من الأولاد ؟ |
Şehirde, kızlar ve oğlanlar, çöpçatanın iznine ihtiyaç duymuyorlar. | Open Subtitles | أتعلمين أن الأولاد والبنات ودودون مع بعضهم في المدينة |
Erkekler ve kızlar ayrı yataklarda yatacak Corrine. | Open Subtitles | ألآولاد سينامون على سريرو احد معاً يا كورين والبنات على السرير ألآخر |
Çocuklar sağda, kızlar solda. | Open Subtitles | الأولاد على جهة اليمين والبنات على جهة الشمال |
ve kızlar da oğlanların sen de ne bulduğunu anlamaya çalışıyorlar? | Open Subtitles | والبنات ايضا يريدون ان يعرفوا لماذا الاولاد يحملقون بك |
.ve kızlar zayıftır, fakat bunun yalan olduğunu anladım. | Open Subtitles | والبنات ضعيفات لكنك جعلتينني ادرك عدم صحة ذلك |
En iyi elemanım. Onu gören kızlar arabama atlıyor. | Open Subtitles | أنه بائعي اللامع نظرة واحدة والبنات يقمن بـ شراء ســـياراتــي |
Anneler, ablalar ve kızlar, yeğenleriyle kendi yavrularıyla ilgilendikleri kadar yakından ilgilenir. | Open Subtitles | الأمهات والأخوات والبنات وجميعهم يرعون أبناء وبنات الأخ والأخت مثلما يرعون نسلهم الخاص بعناية |
Fakat şimdi daha bilinçliyiz ve kurtarabileceğimiz bir sürü genç kız ve erkek var çünkü ne yazık ki, bu durum oldukça yaygın. | TED | ولكننا الآن نعرف أفضل، وهناك العديد من الصبية والبنات مازال بالإمكان إنقاذهم لأنه، وللأسف، يحدث هذا السيناريو غالبًا. |
- Özellikle şaşırtıcı bulduğum şey İngiltere'de eğitim görmüş kız ve oğlanların çoğu çok terbiyelidir. | Open Subtitles | الذى أجده يفاجئنى بالظبط ان اغلب الأولاد والبنات الذين تعلموا فى إنجلترا سلوكهم حسن جدا |
-Bateman tele kızları öldürüyor. -Harika hayal gücün zenginleşmiş. | Open Subtitles | نعم حقيقي بايتمان يقتل ألين والبنات المرافقات |
Siz birbirinize sahipsiniz ama onu ve kızları daima görmek zorunda olan benim. | Open Subtitles | مع بعضكم البعض وأنا الذي يجب عليه مشاهدتها والبنات في كل وقت |
O oldukça çılgın, O çalışabilir. Ben seni çocuklarla ve Kızlarla tanıştıracağım. | Open Subtitles | هذا جنون, ولكنك قد تنفعنا تعال لاعرفك علي الشباب والبنات |
Her zamanki gibi eğleniyorum, çalışıyorum ve Kızlarla meşgul oluyorum. | Open Subtitles | أَقْضي وقتاً ممتعاً، كالمعتاد، العمل والبنات كلاهما يَبقينَني مشغولا. |