"والجلوس في" - Translation from Arabic to Turkish

    • oturup
        
    Şuradaki. Sıcak bir arabanın içine oturup bir şüpheliyi beklemem gerekiyor. Open Subtitles ذلك الخاتم، عليّ الذهاب والجلوس في سيّارة ساخنة وانتظار أحد المشتبهين
    Her gün okuldan sonra hastaneye koşup... odasında oturup, ev ödevlerimi yapardım. Open Subtitles اعتدت على الذهاب يوميا إلى المستشفى بعد المدرسة. والجلوس في غرفته و القيام بواجباتي المدرسية.
    Arabada oturup gözetleme işinde iyi olabilirsin ama ben de meth manyaklarını iyi tanıyorum. Open Subtitles ربما تعرف عمل التحريّ الخفي والجلوس في السيارة، لكن أنا أعرف مدمنيّ الميث.
    Diğer kadınlarla oturup tarlaları seyretmem gerek. Open Subtitles يجب عليّ الذهاب والجلوس في دائرة مع بقية النساء و نحدّق في الحقول
    Gerçek bir ofiste olsaydım içeri girip, masama oturup iş arkadaşlarımı okşamazdın, değil mi? Open Subtitles لو كان مكتب حقيقي، لن يدخل، والجلوس في مكتبي ولن تهتم لزملائي، أليس كذلك؟
    Ve etrafındaki her şey yok olurken oturup izleyecek. Open Subtitles والجلوس في حين يتم تدمير كل شيء من حوله
    Gölgede oturup içmek. Open Subtitles شرب، والجلوس في الظل.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more