"والجوع" - Translation from Arabic to Turkish

    • açlık ve
        
    • ve açlık
        
    • ve açlıktan
        
    • ve aç
        
    • ve açlığa
        
    • açlıktan ve
        
    Ve bu sıfır açlık programı gayrisafi milli hasılanın (GSMH) yüzde 5'ine mal oluyor ve birçok insanı açlık ve yoksulluktan kurtarıyor. TED وهذا البرنامج للقضاء على الجوع كلف .5 بالمئة من ناتج الدخل القومي ورفع ملايين من الناس من حدود الفقر والجوع.
    Geniş çapta açlık ve yoksulluğun, Sandra'nın ailesinde daha Sandra'nın ebeveynlerinin kuşağında yaşanması ve bu nedenle Sandra'yı bugün etkiliyor olması. TED كيف أن الفقر والجوع المنتشر بعائلة ساندرا في جيل أبويها أدى إلى تأثر ساندرا اليوم.
    Kediler birçok sebepten mırıldanabilir: Mutluluk, stres ve açlık gibi. TED تموء القطط لعدة أسباب كثيرة، مثل السعادة، التوتر، والجوع.
    Ve yağmur geldiğinde de çoğunlukla sel felaketiyle sıkıntıyı arttırıyor, ve yoksulluk ve açlık ve hastalık döngüsüne yol açıyor. TED وحينما تهطل الأمطار، ففي الغالب تؤدي إلى فيضانات وتُضيف المزيد من المحن، وتوسع دائرة الفقر والجوع والمرض.
    Ailelerimiz bu ülkeye gelmişler zulümden, sefaletten ve açlıktan kaçarak. Open Subtitles والدينا أتيا إلى هذه الدولة هربوا من الإضطهاد والفقر والجوع
    Ailelerimiz bu ülkeye gelmişler zulümden, sefaletten ve açlıktan kaçarak. Open Subtitles والدينا أتيا إلى هذه الدولة هربوا من الإضطهاد والفقر والجوع
    Üşüyor ve aç. Bir şeyler yaptığımızı bilmesine izin vermeliyiz. Open Subtitles إنه يشعر بالبرد والجوع نريده أن يعرف بأننا نفعل شيء ما من أجله
    İki milyondan fazla hayvan için susuzluğa ve açlığa karşı yarışılan bir maraton başlıyor. Open Subtitles لأكثر من مليونين من الحيوانات أنه سباق الماراثون ضدّ العطش والجوع
    Ailesinin ona; ölümden, açlıktan ve hastalıktan kaçmak için Afrika'dan ABD'ye gelen insanların mülteci olduğunu söylediğini anlattı. TED فقال لي بأن والديه أخبروه بأن اللاجئين هم أشخاص ينحدرون من أفريقيا وقد جاؤوا إلى الولايات المتحدة هربًا من الموت والجوع والمرض.
    Çünkü çaresizlik, iç savaş, açlık ve kıtlık, Afrika gerçeğinin parçası olmalarına rağmen, gerçeklik, sadece bunlardan ibaret değildir. TED ﻷن البؤس، والحرب الأهلية، والجوع والمجاعات، على الرغم من أنهم جزء لا يتجزأ من واقعنا الأفريقي، إنهم ليس الواقع الوحيد.
    Büyük Eğitim Teorisi'yle uğraşan insanlar, savaş, açlık ve terörü unuttu. Open Subtitles مسلح بنظرية تربوية عظيمة بشرية نست الحروب , والجوع, والإرهاب الطبيعة أنعشت
    Bunun sonucu olarak hipertroidizmli insanlar fazla aktif olurlar, hızlı kalp atışı, sürekli açlık ve ani kilo kayıplarıyla kendini gösteren hızlı bir metabolizmaya sahiptirler. TED ومن ثم تفرط الخلايا في نشاطها، أي أن الشخص المصاب بفرط نشاط الغدة الدرقية يزيد معدل الأيض لديه ويتسم بزيادة سرعة نبضات القلب والجوع المستمر وفقدان الوزن بسرعة.
    Ocak 1918'de, kızgınlık, savaş bıkkınlığı ve açlık 400.000 Almanı sokaklara döktü. Open Subtitles فى يناير 1918 الإحباط ، وضجر الحرب ، والجوع قاد 400 ألف شخص في شوارع ألمانيا
    Salgın ve açlık, kış sonunun gelmesiyle arttı. Open Subtitles المرض والجوع اشتعلت تصل معنا عن طريق نهاية فصل الشتاء.
    Almanlar savaştan ve açlıktan bitkin düşmüşler, demokrasinin gelmesini Alman İmparatorunun gitmesini istiyorlardı. Open Subtitles الشعب الألماني مُنهك من الحرب والجوع وأراد دخول الديمقراطية وخروج القيصر
    ...dört yüz milyon Çinli yurttaşın... soğuk ve açlıktan uzak, özgür bir hayat yaşabilmeleridir. Open Subtitles تعني الازدهار لـ400 مليون مواطن وتضع حد للبرد والجوع
    Bu toprakları biz yaptık, bulduk ve kurduk, kanımız ve aç karnımızla. Open Subtitles لقد أوجدنا هذه المنطقة وجدناها وأوجدناها بالعمل والدم والجوع
    Üşümüş, yorgun ve aç haldeler. -Ne kadar sürer? Open Subtitles يجب أن يُحسوا بالبرد والتعب والجوع قبل أن يصبحوا غاضبين
    Yavrularımız soğuk ve açlığa gözlerini açıyorlar. Open Subtitles اولادنا يولدون للبرد والجوع
    Toplayabildiği kadar erzak toplamış ve kış gelip çattığında karıncanın her şeyi varken ağustos böceği açlıktan ve soğuktan ölüyormuş. Open Subtitles وقامت بتوفير كل ما حصلت عليه وعندما اتى الشتاء الجندب كان يموت من البرد والجوع بينما النمله كانت تمتلك كل شئ"

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more