Aslında, Doğruyu söylemek gerekirse anketlere göre, Amerikan halkının çoğunluğu bizim durumumuzu anlayışla karşılardı. | Open Subtitles | بصراحة والحق يقال أظهر استفتاء أن غالبية الأمريكيين سيتعاطفون مع وضعنا ما هو ذلك الوضع يا أبي ؟ |
Ama Doğruyu söylemek gerekirse ben bu gezegenden değilim millet. | Open Subtitles | ولكن والحق يقال، أنا ليس من هذا الكوكب، 'الل. |
Doğruyu söylemek gerekirse, beyninin içine girip herşeyi görmek isterdim. | Open Subtitles | ..والحق يقال أتوق لإلقاء نظرة جيدة لي عقلها |
Doğrusunu söylemek gerekirse, Meksika yemeklerini sevmem bile. | Open Subtitles | والحق يقال، أنا لست من المعجبين بالطعام المكسيكي أيضا. |
Doğrusunu söylemek gerekirse, o karanlıkta hayat daha basitti. | Open Subtitles | والحق يُقال ، الحياة كانت لتكون أسهل بكثير إذا بقيت هكذا |
İşin gerçeği, cinayet aletini aramakta vaktimiz oldukça daralıyor. | Open Subtitles | والحق أن وقتنا في البحث عن الأسلحة قد نفذ |
Sorduğunuz her şeye cevap verdim! Doğruyu söyledim! | Open Subtitles | قف، أجبت الأسئلة الخاص بك، والحق يقال. |
Doğruyu ve yalnışı seçmek çok kolay. | Open Subtitles | من السهل أن تختار بين الخطأ والحق. |
Doğruyu söylemek gerekirse, çiftlik hayvanları yetiştirmeyi tercih ederim... | Open Subtitles | إذا كان والحق يقال كنت أفضل تربية الماشية... |
Doğruyu söylemek gerekirse kör adam çok çevikti. | Open Subtitles | الرجل الأعمى كان أكثر مرونة والحق يقال |
Doğruyu söylemek gerekirse şahsen bunu pek de sabırsızlıkla beklemiyorum. | Open Subtitles | والحق يقال,بأني لم أنضر في هذا كثيراً |
Doğruyu söylemek gerekirse, Kim Wexler bu işi epey zorladı. | Open Subtitles | كانت لديه شكوكه. والحق يقال، (كيم وكسلر) دفعت من أجل هذا. |
Doğruyu söylemek gerekirse, çocuğun biri. | Open Subtitles | آه، آه... والحق يقال، كان طفلا. |
Doğrusunu söylemek gerekirse çok da güzel kimse böyle hissetmedi daha önce, taptıkları aşkta çok haz var." | Open Subtitles | أنها متعة والحق يقال, لا أحد شعر به من قبل, بمثل هذا الحب والعشق". |
Ve sonra küvetimin içine gireceksin çünkü gerçeği söylemek gerekirse, biraz kötü kokmaya başlamışsın. | Open Subtitles | وبعدها ستدخلين حمامي لأنه، والحق يقال رائحتك بدأت تصبح كريهة قليلاً |
Ancak, gerçeği ı kızarmış tavuk sevmek, söylenecektir. | Open Subtitles | ومع ذلك، والحق يقال، أنا أحب الدجاج المقلي |
Dürüst olmak gerekirse şaşırdım. Genelde farketmeleri epey zaman alır. | Open Subtitles | لقد فوجئت والحق يقال فلقد اكتشف قوته بسرعة |