"والخارج" - Translation from Arabic to Turkish

    • hem
        
    • dışını
        
    • dışarıdan
        
    • dışa
        
    • ve dıştan
        
    • ve dışarı
        
    Soğuk bir haftasonuydu. hem dışarda, hem içerde. Open Subtitles كان الجو باردا في نهاية الاسبوع، في الداخل والخارج.
    Bu iki tasarı hem dahili hem de harici düşmanlarımızın kökünü kazımak için gereklidir. Open Subtitles هذه الفواتير هما ضرورية في إستئصال أعدائنا من الداخل والخارج
    O bir 1877 Victorian, onun içini ve dışını restore ettirdim. Open Subtitles إنه يعود إلى فيكتوريا 1877 وقد قمت بترميمه من الداخل والخارج
    Güvenlik ekipleri üssü üç kez taradılar, içini ve dışını. Open Subtitles الفريق الأمنى مسح القاعده 3 مرات من الداخل والخارج
    Bütün kapıların kilitlenmesini istiyorum, içerden ve dışarıdan. Open Subtitles أريد أن تغلق كل الأبواب من الداخل والخارج
    Böylece ışık dalgaları kullanarak atardamara içten dışa doğru bakılan bir test uyguladık: testin adı: atardamar içi ultrason. TED فقمنا بعمل فحص داخل الشريان التاجي بالموجات فوق الصوتية. حيث نستخدم الموجات الصوتية لرؤية الشريان من الداخل والخارج.
    Niye insan vücudunun tamamı için standartlarımız olmasın ki içten ve dıştan? Open Subtitles للجسد البشري بالكامل... من الداخل والخارج ؟
    İçeri ve dışarı. Bu şeyin ölmüş olmasını istiyorum. Open Subtitles في الداخل والخارج أريد لهذا الشيء أن يختفي
    Aynı anda hem tablonun içinde hem de dışında olamaz. Open Subtitles ليس ممكناً أن يكون في الداخل والخارج من لوحاته في نفس الوقت.
    hem içeri hem de dışarı adam yerleştirdim. Open Subtitles وضعتُ رجالاً في المكان من الداخل والخارج.
    Yeni kimlikler atanır, hem yurt içinde hem de yurt dışında düşmanlarımızı cerrahi olarak defetmek için kullanılırlar. Open Subtitles تزويدهم هوية جديدة واستخدامها لإزالة جراحيا أعدائنا، سواء في الداخل والخارج.
    hem yurtdışında hem topraklarımızda özgürlüğümüzü savunuyoruz. Open Subtitles أننا ندافع عن حريتنا في الداخل والخارج
    Senin içini de dışını da gördüğüme göre rahatsız olman için hiçbir neden yok. Open Subtitles حسنا ان رايتك من الداخل والخارج لذلك ليس هناك اي داع لكي تشعري بعدم الراحة
    Oraya yüzlerce defa gitti. Bölgenin içini dışını biliyor. Open Subtitles كان هناك مئات المرات ويعرف المكان من الداخل والخارج
    Oraya yüzlerce defa gitti. Bölgenin içini dışını biliyor. Güzel. Open Subtitles كان هناك مئات المرات ويعرف المكان من الداخل والخارج
    Tüm ev dışarıdan ve içeriden mühürlenmiş. Open Subtitles تم تحصين المنزل .بأكمله من الداخل والخارج
    İçeriden, dışarıdan, arkadan... Yağlamadan hem de! Open Subtitles بالداخل والخارج ومن الأعلى ومن الخلف وبدون زيت تزليق!
    Bütün güçlerimiz içeriden ve dışarıdan saldıracak. Open Subtitles سوف تهاجم قواتنا من الداخل والخارج.
    Normalde kimseyi, insanı içten dışa ateş gibi yakarak öldüren amonyak ile tehdit etmem. Open Subtitles عادةً أنا لا أهدد الخاضع للتحقيق بالموت من خلال حقن الأمونيا تحرق الشخص من الداخل والخارج
    Gü-zel-din. İçten ve dıştan. Open Subtitles جميلة من الداخل والخارج
    Barkod, aracı içeri ve dışarı taramak için kullanılır. Open Subtitles يُستخدم الرمز الشريطي لفحص السيارة من الداخل والخارج

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more