| Sen benim Annemi zamanında görecektin, asıl kötü aile neymiş o zaman anlardın. | Open Subtitles | دعني أخبرك، أنت لم ترى الرعاية السيئة حتى ترى والدتي في أيامها المشرقة |
| Bu adam Annemi kalbinden bıçaklayıp babamı hapse gönderdi. | Open Subtitles | هذا الرجل طعن والدتي في قلبها، وأرسل والدي إلى السّجن |
| Annemi Texas'ta bırakıp dünyayı görmek, erkek olmak için Donanmaya katıldım. | Open Subtitles | تركت والدتي في تكساس وانضممت للبحرية لأرى العالم لكن بدلاً من ذلك |
| Bu hafta sonu annemin yanında kalabileceğim anlamına mı geliyor? | Open Subtitles | هل هذا يعني اني سأبقى مع والدتي في عطلة هذا الاسبوع 905 00: 41: 39,899 |
| Tam 40 yıl boyunca o, annemin patronuydu. | Open Subtitles | ذلك يعني على الارجح ان شئ ما غلط فيني لـ 40 سنة هو.. كان رئيس والدتي في العمل |
| annem bana bakamayarak beni bir yetimhaneye bıraktı. | TED | ولأنها لم تقدر على الاعتناء بي، تركتني والدتي في ملجأ للأيتام. |
| Annemi Texas'ta bırakıp dünyayı görmek, erkek olmak için Donanmaya katıldım. | Open Subtitles | تركت والدتي في تكساس وانضممت للبحرية لأرى العالم لكن بدلاً من ذلك |
| Yeni evinde Annemi ziyaret etmeliyim. | Open Subtitles | أجل، يتوجب علي زيارة والدتي في بيتها الجديد. |
| Annemi kesinlikle böyle bir yere koyacağım. | Open Subtitles | بكلّ تأكيد سأُدخلُ والدتي في واحدٍ من هذه المراكز. |
| Yıldönümümüzde çocuklarla Annemi dışarı çıkarmak mı istiyorsun? | Open Subtitles | كنت تريد أن تأخذ الاطفال مع والدتي في الذكرى السنوية لزواجنا؟ |
| Babası Annemi bir lise dansında cezbetmiş, ve gerisi kirli aile geçmişi. | Open Subtitles | . والدها أغوى والدتي في حفلة الثانوية . و البقية موجود في التاريخ العائلي |
| 8 yaşında bu evden kovuldum ve 18 yaşımda da Annemi kaybettim. | Open Subtitles | طُردت من هذا المنزل وأنا في الثامنة من عمري وفقدتُ والدتي في 18، وعشت حياتي في الملجأ، أنا |
| Bu adam Annemi kalbinden bıçaklayıp babamı hapse gönderdi. | Open Subtitles | هذا الرجل طعن والدتي في قلبها، وأرسل والدي إلى السّجن |
| Annemi başka bir yerde bırakmak hata gibi görünüyor. | Open Subtitles | أرى أنّ وضع والدتي في منزل، لهوَ نوعٌ من الإخفاق |
| Bugün annemin duruşmasına gidip konuşmam gerekiyor. | Open Subtitles | إنني سأتكلم عن والدتي في جلسة لإستماع اليوم |
| Her yıl annemin çıkmaması gerektiğini söylemişti. | Open Subtitles | لقد تحدثت ضد إطلاق سراح والدتي في كلّ سنة |
| Bana annemin şekil değiştirme büyüsünü öğret. O gizlenmemi sağlar. | Open Subtitles | علّمني تعويذة والدتي في التحوّل التي تسمح لي بالتخفّي |
| Şey, sanki annemin ayak izlerinden gidiyormuşum gibi. | Open Subtitles | تعلمون، هو مثل أنا أتابع وراء خطى والدتي في الأساس. |
| annemin en kötü günlerinde bile umudun vardı. | Open Subtitles | حتى مع والدتي في أسوأ أيّامها كان لديك أمل |
| annemin sözlerine rağmen haklı olmaktan zevk almıyorum. | Open Subtitles | بغض النظر عما تقوله والدتي في القانون انا لا استمتع كوني محقاً |
| Accra'daki annem, Boston'daki ikiz kız kardeşim, New York'taki en iyi arkadaşlarım: Bu bağlar benim için birer yuva gibi. | TED | والدتي في آكرا،أختي التوأم في بوسطن، آصدقائي المقربين في نيويورك: هذه العلاقات هي الوطن بالنسبة لي. |