babaları da başarılı bir iş adamıydı. Milyonerin tekiydi. | Open Subtitles | و والدهما كان رجل أعمال ناجح مليونير لعين |
Şurası kötü: Onları geceleri uykusuz vaziyette babaları eve sağ dönebilecek mi diye endişelendirmek. | Open Subtitles | العيب هو أن هذا سيجعلهما لا يناما ليلًا ويتسائلًا إن كان سيعود والدهما للمنزل حيًا |
babaları ölmüş ve akrabalarından kimsenin yerini bulamadım. | Open Subtitles | والدهما ميّت، ولمْ أحدّد بعد أيّ أقارب آخرين. |
çocukları küçük olduğundan babalarının gücünü göremediler ve ondan bir şey öğrenemediler. | Open Subtitles | ولكن الولدين لم يتمكنا من تقدير قوة والدهما والتعلم من أخطائه. |
Şimdi çocuklarıma babalarının öldüğünü nasıl söyleyebilirim, onu düşünüyorum. | Open Subtitles | وعليّ الآن إيجاد وسيلة لإخبار طفليّ بأنّ والدهما توفي |
Çünkü onlara şimdi söylersem, Noel, babalarını onlardan alan şey olarak kalacak. | Open Subtitles | لأنني إذا أخبرتهما الآن فسيكون الميلاد دائما هو ما أخذ والدهما منهما |
Çocuklar geldiğinde babalarıyla olmak istiyorlar. | Open Subtitles | عندما يذهبون إلى منزلك يريدون أن يكونوا معك يريدون أن يكونوا مع والدهما |
Eğer babaları o demir parçalarını döktüyse, bu şeyleri hepimizden daha iyi biliyor demektir. | Open Subtitles | إن وضع والدهما برادة الحديد فهذا يعني أنه يعرف عن هذه الأشياء أكثر منا جميعنا |
Saçmalık. Acayip gurur duymalılar. babaları onlar için dik durdu. | Open Subtitles | هراء، عليهما الشعور بالفخر بلا شك دافع والدهما عنهما |
Ayn anda ya antrenörleri olabilirim ya da babaları. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أكون والدهما ومدربهما في آنٍ واحد |
Yoksa, aynı babaları gibi olacaklar. | Open Subtitles | بعدكل شيء، إنهما يشبهان والدهما |
Sen de onlara babaları hakkındaki gerçeği anlatmadın. | Open Subtitles | لم تخبريهما بالحقيقة عن والدهما |
..babaları geldiğinde çok kızacağını söyledim. | Open Subtitles | أنهما سيأسفان عندما يعود والدهما للمنزل |
babaları önlerinde öldürülmüş. | Open Subtitles | لقد شاهدا والدهما يُقتل منذ قليل. |
şimdi çocuklarıma babalarının öldüğünü nasıl söyleyebilirim, onu düşünüyorum. | Open Subtitles | وعليّ الآن إيجاد وسيلة لإخبار طفليّ بأنّ والدهما توفي |
Çocuklarımız var. İlk endişem, babalarının cinsel sapık olduğunu... öğrenmemelerini sağlamaktı. | Open Subtitles | كان إهتمامي الأول التأكّد ألاّ يعرفوا أنّ والدهما كان منحرفاً |
babalarının hayatını kurtaran adam için birşeyler yapmak istediler. | Open Subtitles | أرادا عمل شئ للرج الذي أنقذ حياة والدهما |
O çocuklar senin torunların babalarının eve dönmesini bekliyorlar. | Open Subtitles | ينتظران والدهما أن يعود للمنزل ذلك هوَ واقعهما، وهذهِ الوظيفة، هي الوظيفة الأخيرة لكيفيّة وصولي هناك |
Sırf kendi isteğim için değil, aynı zamanda babalarını daha sık görebilmeleri için. | Open Subtitles | ليس فقط من أجلي ولكن حتى يتسنى لهما رؤية والدهما أكثر |
Bu filmde, iki kızıl saçlı küçük kız boşanmış olan anne ve babalarını birbirlerine yeniden aşık etmeye çalışırlar. | Open Subtitles | في هذا الفيلم فتاتان بشعر أحمر جاءتهم فكرة خداع والدهما المطلقين كي يحبوا بعضهم مجدداً |
Ben çocukları babalarıyla olan işkolik bir anneyim Senin mazeretin ne? | Open Subtitles | أنا أم مدمنة على العمل حيث يقيم أبنائها مع والدهما ما هو عذرك؟ |
Başta "çok küçükler, babalarına da annelerine de ihtiyaç duyuyorlar" dedin. | Open Subtitles | اولا كانا صغيرين جدا وكانا يحتاجان والدهما |
Asıl hedef babalarıydı. | Open Subtitles | والدهما كان الهدف الرئيسي |
O onların babası mı yoksa büyükbabası mı? | Open Subtitles | هل هو والدهما أو جدهما؟ |