Bazı olası ebeveyn adayları gençlik merkezine gelecek, onlarla görüşmeliyim. | Open Subtitles | ثمّة والدين بالتربية، سيأتيان إلى الأصلاحيّة ، و عليّ مقابلتهما. |
En azından ailenin espri anlayışı varmış. Benim bir ailem yok. | Open Subtitles | ـ على الأقل والديك لديهم حِسٌ بالفكاهه ـ ليس لدي والدين |
Herşeye rağmen, sen sadece normal ailesi olan sıradan bir oğlansın. | Open Subtitles | بعد كل ما حدث, أنتَ مجرد ولدٌ عاديٌ لديهِ والدين طبيعيين |
Dahası, onlar senin biyolojik ailen değil, seni ilk evlatlık edinen aileydi. | Open Subtitles | و الأكثر ، أنهم ليسوا والديكِ البيولوجيين هم أول والدين قاموا بتبنيكِ |
aile yoktu, geçimi için başkalarının eline bakıyordu. | Open Subtitles | بلا والدين. كان يتطلع إلى آخرين للحصول على المودة |
anne-baba olacağımız için sandviç kısmını es geçeceğiz. | Open Subtitles | حسنٌ .. بما أننا سنصبحُ والدين قريباً فإننا لن نتناول الشطائر |
Çocuklarını senden farklı yetiştirdikleri için kötü ebeveyn olduklarını düşünüyorsun. | Open Subtitles | تظنهم والدين سيئين لأنهم يريدون تربية طفلتهم بطريقة مختلفة عنك. |
Bu sözün ne demek istediğini bir ay önce eşim ve ben yeni ebeveyn olduğumuzda anladım. | TED | استوعبت معنى هذه العبارة الحقيقي قبل شهر بالضبط عندما أصبحنا أنا وزوجتي والدين جدد. |
Daha önce hiç ebeveyn olmamıştık, eşim ve ben ilk kez eve geldiğinde ev turu yaparak ona misafir gibi davrandık. | TED | لم نكن والدين من قبل أبداً، زوجتي وأنا، لذا عاملناه مثل الضيف عندما وصل البيت أول مرة، بإعطائه جولة. |
Benim ailem yarımdı. Herkesin başka annesi ve babası vardı. | Open Subtitles | سائرُ عائلتي من والدين مختلفين الجميعُ لديه أباءٌ وأمهات مختلفين |
ailem ve akrabalarım olmadığı için sizden tavsiye almaya geldim. | Open Subtitles | بما انى ليس لى والدين أو اقارب من اى نوع حيث يمكنهم ان يسدوا الىً النصيحة, |
ailesi hakkında yalan söyledi çünkü tecavüzcü bir aileden daha iyidir. | Open Subtitles | لقد كذبت بشأن والدين ميتين لأنّ ذلك أفضل من والدين مغتصبين |
Beni ailesi olmayan diğer birkaç kişiyle bir yere koydular. | Open Subtitles | لقد جعلوني أتشارك مع بضعة من الأخرين الذين بلا والدين |
Ebeveynlerim öldürüldüğü için mutluyum. ailen yok. | Open Subtitles | ـ أنا سعيدة بأنك قتلت أسرتي ـ ليس لديكي والدين .. |
ailen de çok güzeldir değil mi? | Open Subtitles | يبدو أنكِ أتيت من والدين جميلين أيضا,صحيح ؟ |
Onlar hiçbirşey yapmadı, lütfen Onlar benim sahip olduğum en iyi aile. | Open Subtitles | لم يفعلا شيئاً أرجوكانهما أفضل والدين حصلت عليهما |
Yakında anne-baba olacak olsak bile eskisi gibi eğlenebileceğimizi göstermek istiyorum. | Open Subtitles | اريد ان اذكرك بأنه حتى لو اصبحنا والدين نستطيع ان نلهو قليلا كما في الماضي |
Çocukların, onu sevmeyi reddeden iki ebeveyni olamaz. | Open Subtitles | الأطفال لا يمكن أن يكون لديهم والدين يرفضون أن يحبونهم |
Benim büyüdüğüm yerde seks, politika ve din partilerde konuşulmazdı. | Open Subtitles | لقد تربيّت على أن الجنس، السياسة والدين ليست أحاديث حفلات. |
Ajanlarımız Bay Walden'ın öbür kurbanların evlerine 3 km uzakta oturduğunu, Bayan Snow'la aynı yerde çalıştığını cinayet günlerinde tanığı olmadığını öğrenmiştir. | Open Subtitles | (عملائنا في الميدان كشفوا أن السيد (والدين يعيش ضمن حدود ميلين من الضحايا الأخرى عمل في نفس مبنى (العمل مثل الانسة (سنو |
Tatlım senin uğraştığın şey senin için ölecek veya öldürecek anne ve baba. | Open Subtitles | يا فتاة، ما حصُلتِ عليه هو والدين مستعدين لأن يَقتُلا أو يُقتَلا لأجلِك. |
Marslıların ebeveynleri olsaydı Dadı-botlarınızı programlamak için anneleri kaçırmanız gerekmezdi. | Open Subtitles | أتعلمين؟ إن كان لديكم والدين لن تكونوا بحاجة لإختطاف الوالدات لتقوموا ببرمجة الحاضنات الآليّة. |
Harika ebeveynleriz. Bir birayla kutlayacağım bunu. | Open Subtitles | نحن بالفعل والدين عظيمين أنا سأحتفل ببيره |
Hayır, hayır, demek istediğim orada ailesinin olması hoş bir şey. | Open Subtitles | لا، لا قصدت إنه لأمر جميل أن يكون عندك والدين |
ebeveynlerimiz, ebeveynlik yapmaktansa şarkı söylemeye daha meraklılardı bu yüzden Madison ikinci annem gibi davranmaya başladı. | Open Subtitles | والدينا كانا مهتمين أكثر بالأداء من كونهما والدين لذلك مادسون تصرف أكثر كوالدتي الثانية |