Telefondaki SIM kard, tek kullanımlık ve içindeki mesajlar başka bir telefondan yollanmamış. | Open Subtitles | البطاقة من صاحب الهاتف الخليوي هي الموقد والرسائل النصّيّة قادمة من هاتف آخر |
Beni ilgilendiren şifreli ve şifresi çözülmüş mesajlar arasındaki ilişki. | Open Subtitles | إنها العلاقة بين الرسائل المشفرة والرسائل مفكوكة الشيفرة التي تهمني |
Bundan sonra ben telefon, mektup ve evraklar aracılığıyla var olacağım. | Open Subtitles | من الآن فصاعدًا، سأتواصل معك فقط من خلال الهاتف والمستندات والرسائل |
mektup, e-posta ve kapalı bir hattan gelen 10 tehdit mesajı var. | Open Subtitles | اذاً , بالاضافه للرسائل والايميلات والرسائل من ارقام محظوره تلقينا عشرة تهديدات |
Ertesi gün, ofisteydim ve ansızın telefonuma yüzlerce arama ve mesaj gelmeye başladı, hepsi hakaret içeriyordu. | TED | اليوم التالي كنت في العمل وفجأة، مئات المكالمات والرسائل انهالت على جوالي، بعضهم أكثر إهانة من الآخر. |
Um, tüm bu resimler ve mektuplar... bebeği evlat edinmek isteyenlerindi. | Open Subtitles | وكم كبير من الصور والرسائل كُلّ هؤلاء الناسِ الذين يُريدُوا الأطفال الرُضَّع |
Beklemekten, oluruna terk etmekten de, ...şifreli mesajlardan pişmanım. | Open Subtitles | كم يؤسفني الإنتظار ، الفقدان والرسائل المشفرة |
Herkese mesajlar, e-postalar ve çiçekler için çok teşekkür ederiz. | Open Subtitles | وأشكركم جميعًا على الاتصالات, والرسائل والورود. |
Dünya telgraf merkezi hayal edin, haberler mesajlar, sesler, görüntüler dünyadaki herhangi bir noktaya iletiliyor. Anında ve kablosuz olarak. | TED | مركز عالمي للإبراق -- تخيلوا الأخبار، والرسائل والأصوات والصور تُرسل إلى أي نقطة في العالم لا سلكياً و بشكل فوري. |
Hemşirenin telefonundaki kızgın sesli mesajlar? | Open Subtitles | والرسائل الصوتية الغاضبة من ممرضة هاتفه الخلوي ؟ |
Daha iyiyim. Aramalar ve mesajlar için teşekkür ederim. | Open Subtitles | اشعر بتحسن اشكركَ على الإتصالات والرسائل |
Senin gibi kaç kişiden mektup, telefon geliyor biliyor musun? | Open Subtitles | أريدك أن تخمن عدد المكالمات والرسائل التي تلقيتها من استشاريو المحلفين من أمثالك |
Bu sanatçı, eski elbise ve mektup dolu bir sandık bulmuş. | Open Subtitles | هذه الفنانة، لقد وجدت شاحنة مليئة بالثياب القديمة والرسائل. |
Yıllarca ona resim ve mektup yolladık. | Open Subtitles | لذلك بدأنا بارسال الصور والرسائل ...وبعض الأشياء له لمدة سنوات |
E-posta ve mesaj samimi değil. | TED | البريد الإلكتروني والرسائل غير شخصيين. |
Posta kutumda bazi eski fotoğraflar ve mektuplar vardı. | Open Subtitles | لقد تركت لك بعض الصور والرسائل القديمه في بريدك |
Beklemekten, oluruna terk etmektende, ...şifreli mesajlardan pişmanım. | Open Subtitles | كم يؤسفني الإنتظار ، الفقدان والرسائل المشفرة |
Fotokopiler,taranmış dosyalar,e-postalar ve dükkanlar konusunda onları eğitiriz. | Open Subtitles | نحن سنقوم بارسال مجموعة من الصور المنسوخة والرسائل |
Ve İsrail posterlerini ve fotoğraflarını aldık, ama aynı zamanda İran'dan gelen yorumları ve mesajları da aldık. | TED | وأستلمنا ملصقات اسرائيلية وصور اسرائيلية، وكذلك الكثير من التعليقات والرسائل من إيران. |
Annen telefonlarımı açmadı sana gönderdiğim tüm kartları ve mektupları yırtıp attı ama biliyorsun, sen büyüyünce farkına vardım... | Open Subtitles | ان والدتك لم ترغب بالاجابة على اتصالاتي ومزقت جميع البطاقات والرسائل التي ارسلتها اليها لكن انا اكتشفت الامر عندما كبرت |