"والعدالة" - Translation from Arabic to Turkish

    • ve adaleti
        
    • ve adalet
        
    • ve adaletin
        
    • ve adalete
        
    • adalet ve
        
    • adaletten
        
    • ve adaletle
        
    • hak ve
        
    • ve adaletine
        
    Gri takımlılar kanunu ve adaleti sevmeni isterler. Open Subtitles البدلات الرمادية يريدون مني محبة القانون والعدالة
    Bir varmış, bir yokmuş, onur ve adaleti seven, her zaman doğruyu söyleyen küçük cesur bir fare yaşarmış. Open Subtitles في قديم الزمان، كان هنالك فأر صغير شجاع أحب الشرف والعدالة ودائماً يقول الصدق
    Hayatım boyunca küçük insanlar, doğruluk ve adalet için savaştım. Open Subtitles أمضيتُ حياتي أكافح لأجل الرجل الصغير، أكافح لأجل الحقيقة والعدالة.
    Umutla bir gün herkes için özgürlük ve adaletin bulunduğu bir dünyada gerçekten yaşayabiliriz. Open Subtitles مع الأمل أن يوما ما قد نعيش حقا في عالم من الحرية والعدالة للجميع
    Gücünüzü, yasalara ve adalete uygun şekilde kullanacağınıza kararlarınızı bu şekilde vereceğinize yemin ediyor musunuz? Open Subtitles وسوف تفعلي ما في وسعك بإستخدام القانون والعدالة في الرحمة ليتم تنفيذها في كل أحكامك
    Bir adam bu dünyada adalet ve özgürlük istiyorsa gidip kendi almalı. Open Subtitles إذا أراد أحدهم الحرية والعدالة في هذا العالم، عليه تحقيق ذلك بنفسه.
    Bizi ezmek, korkutmak barış ve adaletten uzaklaştırmak isteyenlere sesleniyorum. Open Subtitles لهؤلاء الذين يحاولوا اخافتنا وإرهابنا لإلهائنا عن مهام السلام والعدالة
    Teknoloji, tasarım, eğlence, yaratıcılık vizyonlarımızın insanlık, şefkat ve adaletle iç içe olması gerektiğinin farkındasınız. TED وأن رؤيتنا للتكنولوجيا والتصميم والترفيه والإبداع عليها أن تتزاوج مع رؤيتنا للإنسانية ، والتعاطف ، والعدالة.
    Vergilerini vermiyorlar. Diğer bir çokları gibi burunlarını gerçek Amerikan tarzı doğruyu ve adaleti ...gerçekleştirenlerin işine sokuyorlar. Open Subtitles ولا يحترمون الحقيقة والعدالة والطريقة الأمريكية كغيرهم من الأفراد
    İnsanlar arasında yasaları ve adaleti gözeterek davrandım. Open Subtitles فعلت واجبي بين الناس التي تحترم القانون والعدالة.
    Hakikati ve adaleti arayan bu adam Joseon'un ilk dedektifidir. Open Subtitles ذلك الرجل هو المُحقق الأول لجوسون الذي سيقوم بالبحث عن الحقيقة والعدالة.
    Alınan cevaplar arasında en çok özgürlük ve adalet vardı. TED من ضمن الإجابات الأكثر شيوعا كانت الحرية والعدالة.
    Mısır için özgürlük ve adalet aramak ya da talep etmek için tanklara ve gözyaşartıcı gazlara meydan okuyanların üçte biri kadınlardan oluşuyordu. TED ثلث كامل من أولائك الذين واجهوا الدبابات والغاز المسيل للدموع ليسألوا ويطلبوا الحرية والعدالة في مصر كانوا نساءا.
    Her Amerikalı kahraman... bu düşünceyle kalpten birbirlerine bağlı olup... özgürlük ve adalet için savaşırlar. Open Subtitles بطل الأمريكان من الدرجة الأولى باندماج عقله وقلبه يطبخان وصفة الحرية والعدالة السحرية
    Doğrunun ve adaletin galip geleceğini gösterbilmeniz için bir fırsatı! Open Subtitles الفرصة لأثبات أن الحقيقة والعدالة تسود هُنا.
    Gerçek için mücadele edilmesi ve adaletin talep edilmesi gerektiğini anladım. Open Subtitles فهمت أنه يجب القتال لأجل الحقيقة والعدالة يجب أن تُطلب.
    - Size havlu vereyim. ...bağımsızlık, Özgürlük ve adaletin... Open Subtitles انتظر ، ساجلب لك منشفه الحرية والعدالة والحرية...
    Bu şehrin tüm ihtiyacı düzen ve adalete hala inanan bir lider. Open Subtitles مدينة تحتاج لقائد لازال يؤمن بالنظام والعدالة
    Yedi haneli maaşı ve kariyer yapma olanağı sunan işi doğruluğa ve adalete hizmet etmek gibi saçma düşünce ve Süperman saçmalığıyla bir kenara attım. Open Subtitles رميت بعيدا سبعة الرقم، شريك المسار الوظيفي لبعض فكرة سخيفة أنني كان من المفترض لخدمة الحقيقة والعدالة و
    Tanrı hakkında hepimiz eşitiz ve birbirimize iyi davranmalıyız, şefkat, adalet ve eşitlik ile davranmalıyız. Open Subtitles وأننا جميعا فى مركب واحد أمام الله وأننا يجب أن نعامل بعضنا البعض جيدا بالرحمة والعطف والعدالة والمساواة
    Fakat biliyorsunuz ki gümüş, saygı ve adaletten çok daha değerlidir. Open Subtitles ولكن من الصعب أن تكون الفضة أكثر قيمة من الشرف والعدالة
    Kocasının "özgürlük" ve "adaletle" oynaması gibi bu da "gerçekle" bir oyun oynar durumda. Open Subtitles إنها تتلاعب بالحقيقة كما يتلاعب زوجها بالحرية والعدالة
    Ve sanırım, onları tetikleyen en önemli etken hak ve adalet oldu. Open Subtitles وأعتقد أنه كان تساؤلاً كبيراً للإنصاف والعدالة
    Dirayetine ve adaletine inandığım tek gerçek vampir otoritesine daimî bağlılık yemini-- Open Subtitles أقسم بولائي الآن وكل أوان لسلطة مصاصي الدماء الفعلية حيث الحكمة والعدالة...

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more