| Rüya Krallığı, gözler ve gözyaşı... Ne demek istediğini bilmiyorum. | Open Subtitles | مملكة الأحلام ، والدموع والعيون لا أعرف ما الذي يقصده |
| Bu gözler ve bu aksanla eminim bir kadın bulmakta hiç zorlanmazsın. | Open Subtitles | إنني متأكدة أنك لا تواجه أية صعوبة بمقابلة النساء بهذه اللكنة والعيون |
| Beyaz kürk, buz mavisi gözler ve pembe burun onları satılabilir yapıyor. | TED | ما يعنى الفرو الأبيض والعيون الزرقاء، والأنف الوردي. |
| Seni yassı burunlu, küçük gözlü dalkavuk. | Open Subtitles | لماذا يا ذو الأنف العريض والعيون الصغيرة |
| Sarı saçlı mavi gözlü Müslümanlar, Araplar,Afrikalılar ve Hintliler. | Open Subtitles | ،المسلمون ذات الشعر الأشقر والعيون الزرقاء والمسلمون العرب والأفريقيون والأندونيسيون |
| - Siyah cüppeli ucubeler. - Evet, gözleri çarpıIı kapüşonlular. | Open Subtitles | غرباء الأطوار الذين يرتدوا العباءات السوداء وأغطية الرأس والعيون الجنونية |
| Doğruyu söyledim. Güzel gözlerin var ve gözlerin yaşı olmaz. | Open Subtitles | هذا صحيح لديكِ عيون جميلة ، والعيون ليس لها عمر |
| Gördüklerin, eski ışıltılı gözlere, elma yanaklara benziyor mu? | Open Subtitles | هل نبدو مثلكِ بهذه الخدود الرائعة والعيون الساطعة؟ |
| Bir de sergi salonuna merdivenden girişi engelleyen elektronik gözler var. | Open Subtitles | والعيون الكهربائية التى تمنع الوصول إلى صالة العرض |
| O beyaz yeleler, parlayan mavi gözler ve iç gıcıklayıcı sesiniz ile oldukça iyi bir paketsiniz. | Open Subtitles | خصوصا مع شعرك الفضي والعيون الزقاء اللامعه,وصوت الويسكي فيه انت لقطة فعلا |
| Dalgalı çizgiler su demek. Kapalı gözler uyku demek. | Open Subtitles | الخطوط المتموجة تعني الماء ، طبعاً والعيون المغلقة تعني النوم |
| Aynı cesaret, aynı gözler meydan okuyan ve kalbinin etrafına ördüğün duvar. | Open Subtitles | نفس التبجح، والعيون الفولاذية، الفتوحات، الجدار حول القلب. |
| "gönül ağlar, gözler yaşla dolar.' 'kime, nasıl anlatmalı.' | Open Subtitles | " القلب يبكى.والعيون ممتلئه بالدموع" "كيف ابوح بما يحدث لشخص ما" |
| Beni tanıyan gözler kapanıyor yavaşça | Open Subtitles | السقوط بتمهل والعيون التي تعرفني |
| Sarı saçlı mavi gözlü Müslümanlar, Araplar,Afrikalılar ve Hintliler. | Open Subtitles | ،المسلمون ذات الشعر الأشقر والعيون الزرقاء والمسلمون العرب والأفريقيون والأندونيسيون |
| Bu dünyada ilgi çekmek istiyorsan sarışın ve mavi gözlü olmalısın. | Open Subtitles | يريدون كل تركيز العالم على الشعر الأشقر والعيون الزرقاء |
| Hepsi son anlarında patlak gözlü, ağzı açık ve korkmuştular. | Open Subtitles | الفم الواسع والعيون المحدقة متجمدين في حالتهم الأخيرة المرعبة |
| Sarışın, mavi gözlü bebekler evlat edinirken en popüler seçimler. | Open Subtitles | الأطفال ذوي الشعر الأشقر والعيون الزرقاء هم الأغلى ثمناً في نظام التبني |
| Cildi ve gözleri temiz. Sağlıklı. Titreme yok. | Open Subtitles | البشرة والعيون صافيين، النظافة الصحية جيدة، لا وجود لرجفان. |
| Uzun kahverengi saçları ve yeşil gözleri var. | Open Subtitles | ولديها ذلك الشعرُ البني الطويل .والعيون الخضراء |
| Yolda yürürken bütün gözlerin üzerimde olmasından hoşIanırdım. | Open Subtitles | احببت ان اجلب الانتباه والعيون كلها علي |
| Ve burnun ve gözlerin... | Open Subtitles | وكذلك الأنف والعيون |
| Burada, burkulan bileklerden kırılan kemiklere file çorap yanıklarından morarmış gözlere kadar birçok şey gördük. | Open Subtitles | فقد رأينا جمالنا في الكواحل المخلوعة والعظام المكسورة شبكات الصيد المحترقة والعيون السوداء. |