Bir bankere karşı benim sözüm. Yargıç, tüm diğer dürüst, zengin piçleri... | Open Subtitles | أناقض كلام المصرفي والقاضي وما تبقى من أؤلئك السفلة الأثرياء الصادقين؟ |
İIk gün Yargıç jüri ile yemek yiyor. | Open Subtitles | أول يوم في المحاكمة والقاضي يتناول الغداء مع المحلفين.. |
İki seri katili yakalamaya bu kadar yaklaştık ve Yargıç bir izni imzalamıyor öyle mi? | Open Subtitles | نحن بهذا القرب من الإمساك بقتلة متسلسلين والقاضي لا يصدر مذكرة قبض ؟ |
Dava masraflarını ödemeye gücüm de kalmadı artık. Hakim de biliyor. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أستمر بدفع فواتير الدعاوي القضائية، والقاضي يعلم بذلك |
Tamam? Ona mahkeme binasında dalarsan, Yargıç Finestein seni dışarı atacaktır. | Open Subtitles | نعم ,عليك ان تسبه بقاعة المحكمه والقاضي فاينستيين سيقوم بطردك |
Evet, tam burada ve Yargıç... muhtemelen onu şuradaki çıkışa kadar sürükledi. | Open Subtitles | وقعت هنا، والقاضي.. على الأرجح جرها إلى المخرج هنا |
Uygun Yargıç ve uygun jüri. | Open Subtitles | ليؤمن المكان المناسب , والقاضي المناسب وهيئة المحلفين المناسبة |
Bu gibi bir durumda Yargıç, kararını benim hükümlerime dayandırmaya gerek duymaz. | Open Subtitles | والقاضي لن يقوم في قضية كهذه أن يبني قراره على إستنتاجاتي |
Sadece kağıdı imzalayacağım ve kararı Yargıç mı verecek? | Open Subtitles | أنا فقط أوقع على هذه الورقة والقاضي يتخاذ القرار؟ |
Hayır arabayı parka doğru sürdükten sonra... Yargıç tek başıma kalamayacağımı söyledi. | Open Subtitles | . لا , بعد ان قُدت سيارتي . لذالك الباركي , والقاضي حكم علي بأن لا اعيش وحيدة |
Ölü hakem ile Yargıç arasında bir bağlantı olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أن هنــالك علاقة بين الحكم الميت والقاضي الميت. |
Yargıç imzalı. Buna ihtiyacın olacak. | Open Subtitles | وبعثته للموظف والقاضي وقع بالموافقة عليه |
Yeniden onaylanmak için 30 günümüz var ve onurlu Yargıç Bay Bu Konuda Mükemmel İlerleme İstiyorum hiç de şaka yapmıyordu. | Open Subtitles | اسمعي، لدينا 30يومًا لنعيد تجديد الرخصة والقاضي المحترم لا يريد المشاكل بهذا الخصوص وهو لا يمزح |
Tatlım, yarın Yargıç karşısına çıkması gerekiyor ve Yargıç daha fazla gözaltı alıp almayacağına... | Open Subtitles | حسنا، غدا، ستذهب لترى القاضي والقاضي سيحدد إن كانت ستأخذ إدانة مع وقف العقوبة |
Yargıç kefaleti her birimiz için yarım milyona çıkartır. Ve hiçbirimiz bu miktarda bir paraya sahip değiliz. | Open Subtitles | والقاضي ينفذ طلبه , والكفالة رفعت الى نصف مليون دولار للشخص الواحد , ولا أحد مننا لديه هذه الكمية من المال |
Savcı da, Yargıç da, jüri de kongre. | Open Subtitles | المؤتمر يوجد به المدعي والقاضي و هيئة المحلفين |
Dinleme iznimiz var ve bunun ne zaman biteceğine Hakim karar verir. | Open Subtitles | التنصّت جارٍ ، والقاضي هو من يُقرّر متى يتوقّف |
Hakim daha iyi bakacak olaya karşısında ki bulunan mahkeme salonunda ki tarafa | Open Subtitles | أو قضيّة معقّدة كهذا والقاضي سينظر بإيجابية أكثر على الجمع الذي في قاعة المحكمة ينتظرون حكمه |
Aptal Hakim öylece oturup yüzüme baktı. | Open Subtitles | والقاضي الغبي جلسَ هناك و نظرَ إلى وجهي. |
Terk etme, cinayete teşebbüs. Eyalet savcısı ve yargıca bağlı ama Cook County? | Open Subtitles | الأمر عائد لمحامي المدينة والقاضي ولكن مقاطعة "كاوني"؟ |
Geldiğimiz noktada oyalanıyoruz. yargıcın buna bir son vermeye niyeti yok. | Open Subtitles | لقد تم إيصال هذا الأمر للقاع والقاضي لم يُحرك ساكناً لوقفه |